Vakıf Katılım web
Röportaj 18.03.2018 08:10 Güncelleme: 18.03.2018 08:21

'Tiyatro Seyircisi Daha Eğitici'

Mimikleri, enerjisi, ses tonu ve konuşmasındaki vurguyla farklı olduğunu ortaya çıkaran, başarılı oyunculuğuyla adından sıkça söz ettiren tiyatro, dizi oyuncusu Ecem Erkek, tüm samimiyetiyle YeniBirlik'in sorularını yanıtladı.
'Tiyatro Seyircisi Daha Eğitici'

SEMA SEZEN

Engin Alkan'ın yönettiği "Tersine Dünya" oyunundaki göz dolduran performansıyla 2016 yılında “İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri”nde, Özendirme Ödülü’nü alan; özellikle komedi türünde gelecekte çok aranan bir oyuncu olma özelliğini taşıyan Ecem Erkek, Güldür Güldür Show'da diğer yetenekli oyuncuların arasındaki yerini aldı. Engin Alkan'ın "Şark Dişçisi"nde, Tülin Sağlam'ın "Üç Kuruşluk Opera"sında ve Serdar Biliş'in "Romeo ve Juliet"inde de oyunculuğunu konuşturan Ecem Erkek, sanat yaşamını anlattı.

- "Hayat Sırları" adlı dizi ilk projenizdi sanırım değil mi? Size neler kazandırdı?

“Hayat Sırları” benim ilk dizi, ilk kamera, ilk set, ilk televizyon deneyimimdi. Televizyon dünyasını bir okul olarak kabul edersek, “Hayat Sırları” benim ilkokul 1. sınıfımdı. Çok şanslıydım ki, şahane öğretmenlerim vardı ve okumayı sökmem için bana çok yardımcı oldular.
İlk aldığınız eğitim çok önemlidir. Nasıl başlarsan öyle gider derler ya, “Hayat Sırları” nda çalıştığım sürede birbirini tanıyan, anlayan, seven bir ekiple çalışmıştık ve ben en büyük korkumu onlar sayesinde yenmiştim. O da İstanbul korkusu... İstanbul’a gelen tüm meslektaşlarımdan aynı şeyi duyuyordum. ‘Çok üzüleceksin, ezileceksin, aç kalacaksın, seni kabul etmeyecekler. Güzel kadınlara yakışıklı erkeklere iş var vs vs gibi… Çok şanslıyım ki bu tür şeylere maruz kalmadım ve okumayı o kısa sürede bana öğrettiler. Ama bunun orta okulu, lisesi, üniversite sınavı, üniversitesi ve nicesi var...

- Tiyatro sahnesi mi, yoksa TV dizileri mi? En çok cazip gelen nedir? Arada büyük farklar olmalı...

İkisi birbirinden apayrı şeyler, evet. Ama ikisinde de oynadığımız yer seyirci. Tiyatroda seyirciden anında aldığınız reaksiyon daha eğitici oluyor. Yaptığınız şey iyi ya da kötüyse anında görebilme lüksüne sahibiz. Ama dizi veya filmde yaptığımız işin seyirci reaksiyonunu çok daha sonra alıyoruz. Sette kamera karşısında yalnızız, aslında. Ve seyircinin tepkisini sosyal medya aracılığıyla aldığımızda bazen fazla acımasız yorumlara maruz kalıyoruz ve onlar yazılı olarak kalıveriyor. O yüzden bence TV ve tiyatroyu birbirinden ayıran unsurlardan biri de seyirci.
O bakımdan “Güldür Güldür” başta benim için çok kafa karıştırıcı olmuştu. Çünkü bu hem bir tiyatro hem de bir TV programı. Dolayısıyla ben kime oynayacaktım? Bunun çözümünü sahneye ilk çıktığımda anladım. Oradaki seyirciye oynayacaktım ekran başındakiler de bundan nasiplenecekti.

"KENDİMİ 'GÜLDÜR GÜLDÜR' SETİNDE BULDUM"

- Güldür Güldür Show'da yer alacağınız aklınıza hiç gelmiş miydi?

“Güldür Güldür”de olacağım aklıma gelmezdi. Çünkü televizyona çok uzaktım ve niyetim sadece tiyatro yapmaktı. Her şey çok hızlı gelişti ve benim aklıma gelmeden kendimi “Güldür Güldür” setinde buldum.

- Güldür Güldür Show kadrosunda yer almadan önce bu programa dışarıdan nasıl bakıyordunuz?

Hep çok eğlendiklerini düşünürdüm.

"UĞUR YÜCEL BENİM İÇİN AYRI BİR YERDE"

- Kimlerle aynı sahnede, dizi veya sinema projesinde yer almak hayaliniz?

Çok fazla isim var aslında aklımda.
Şener Şen, Çetin Tekindor, Binnur Kaya, Haluk Bilginer, Genco Erkal, Demet Akbağ, Perran Kutman, Tilbe Saran, Cem Yılmaz, Tolga Çevik…
Ama bir isim daha ayrı bir yerde duruyor benim için. O da Uğur Yücel. Bir sinema filminde Uğur Yücel ile oynamak benim için inanılmaz olabilir. Sınırların dışına çıkarsak ki çıkabiliriz, hayal ediyoruz sonuçta.. Amir Khan’ın bir filminde oynamayı hakikaten çok isterdim. Ve Robert De Niro, Jim Carry, Meryl Streep, Tom Hanks...

- TV dizilerinden hangisini izliyorsunuz, kimlerin oyunculuğuna hayran bakıyorsunuz?

En yakın zamanda Fi dizisini seyrettim ve Serenay Sarıkaya’yı izlemekten çok keyif aldım. Sanırım çok fazla dizi izleyemiyorum.

- Türkiye'de kadın yönetmen fazla yok, ileride kamera arkasında da yer almak gibi bir hedefiniz var mı?

Kamera arkası büyük sorumluluklar isteyen bir yer.
Orda olmak demek, bilmek demek. Eğer ben de bir gün o kadar bilirsem belki yönetmenlik yapabilirim..

- En çok hangi yönetmenlerle çalışmak istersiniz?

Nuri Bilge Ceylan, Yavuz Turgul, Çağan Irmak, Yılmaz Erdoğan, Ali Özgentürk, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz…
Her biriyle çalışmak benim ‘eğitimime’ büyük katkı sağlardı eminim.