Halkbank web
Ekonomi 23.02.2018 11:05 Güncelleme: 23.02.2018 12:00

SIemens'in "Dijital İkiz" Teknolojisi İle Gerçek Dünya Sanal Ortamda

Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi Gelis: Turkcell ile hayata geçirdiğimiz dijital iş birliğiyle 'nesnelerin interneti' teknolojisinden yararlanıyoruz. Türkiye'de tüm ev ve ofisleri akıllı hale getireceğiz
SIemens'in "Dijital İkiz" Teknolojisi İle Gerçek Dünya Sanal Ortamda

Okan SARIKAYA / MÜNİH

Hayal edin... Bir fabrika kuracaksınız. Normalde hesaplamalar yapmanız, bir model çizmeniz ve üretim için bir yatırım yapmanız gerekir. Elbette tüm bunlar zaman, maliyet ve risk demek. Hayatımızda hemen her şeyin dijitalleştiği günümüzde artık Dijital İkiz teknolojisi ile bu durumu avantaja çevirmek mümkün.

Eşyalar akıllanıyor, yapay zeka her şeyi yönetiyor, robotların fiziksel ve bilişsel yetenekleri sürekli artıyor, insansız fabrikalar kuruluyor, sürücüsüz otomobiller yollarda boy gösteriyor. Son yıllarda yaşanan gelişmeler, yakın bir dijital devrimin habercisi niteliğinde. Yükseliş ivmesini artıran dijital dönüşüm, günlük hayatı ve iş yaşamını kökten değiştirirken, şirketler için de rekabet konusunda en öncelikli konu haline gelmiş durumda. Artık dijital dönüşümünü başaramayan şirketler verimlilik ve rekabette geride kalıyor.

‘Dijital İkiz’ ile gerçek dünya sanal ortamda

Bunun en iyi örneklerinden birini Siemens, başarı hikâyeleriyle somutlaştırarak sunuyor. ‘Dijital İkiz’ teknolojisi ile gerçek dünyayı sanal ortama taşıyan Siemens, bu teknolojiyi, ürün portföyünün ‘Dijital İkizi’ni oluşturarak kullanıyor. Nesnelerin üzerine yerleştirilmiş sensörlerden gelen veriler kullanılarak fiziksel bir üretimin birebir kopyası dijital ortamda simüle ediliyor ve tam olarak hazır olunduğunda gerçek üretime geçiliyor.

Dijital İkiz teknolojisi ile üretim anlayışına yeni bir soluk getirdiklerini dile getiren Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, “Siemens’in Dijital İkiz teknolojisi sayesinde şirket ve kurumların araştırma, test ve üretim süreçleri çok daha hızlı, verimli ve ekonomik hale geliyor. Bugüne kadar ‘Dijital İkiz’ teknolojisini de kullanarak gerçekleştirdiğimiz dijitalizasyon projeleri ile, şirketlerin hızlı ve ucuz sanal testler yapmasını, hatta yeni ürün geliştirme ve pazara çıkış sürelerinin kısalmasını sağladık. Siemens’in Dijital İkiz teknolojisi ile dijital üretime geçilebilirken, butik üretimin de gelişmesini, giderek yaygınlaşmasını sağlıyoruz” dedi.

Nesnelerin interneti ile akıllı gelecek

Son yılların en önemli teknolojik gelişmesi olan Nesnelerin İnterneti (Internet of Things/IoT), dijital dönüşümün anahtarlarından biri. Nesneleri ağa bağlı biçimde uzaktan kontrol edilebilir ve yönetilebilir kılan bu teknoloji, bireylerin ve kurumların hayatını her anlamda değiştiriyor.

Günümüzde 10 milyarın üzerinde nesnenin internete bağlı olduğu biliniyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisi ile her gün 5,5 milyon yeni nesne daha internete bağlanıyor. 2020’de ise internete bağlı toplam nesne sayısının 50 milyarı geçmesi bekleniyor. Çevrenizde gördüğünüz hemen her şey bu nesneler arasında yer alacak.

Dijital dünyanın öncü oyuncusu SIemens

83 milyar Euro geliri, 200 ülkede 377 bin çalışanıyla bir mühendislik devi olan Siemens’in 2020 vizyonu kapsamında iş odağını, Elektrifikasyon, Otomasyon ve Dijitalizasyon ile keskinleştirdiğini vurgulayan Hüseyin Gelis, “Hızla büyüyen dijitalizasyon pazarı sayesinde şirketlerin daha fazla değer ve fırsat yaratmaları mümkün. Bunun için iş modellerinin dijital teknolojiler kullanılarak dönüştürülmesi gerekiyor. Yani, daha hızlı, daha esnek ve daha üretken olabilmenin yolu süreçleri dijitalleştirmekten geçiyor. Bu kavramın dünyada ve Türkiye’de yayılmasında, hatta gelişmesinde Siemens’in önemli bir payı var” dedi.

Çözümleri ile hayatı değiştiriyor

Dijitalizasyon stratejisini 2017 yılında başarıyla hayata geçiren, yazılımları ve dijital servislerinden elde ettiği gelir 5,2 milyar Euro olan Siemens’in Maserati fabrikasında gerçekleştirdiği dijitalizasyon projesi bu anlamda iyi bir örnek teşkil ediyor. Maserati’nin Ghibli modelini ürettiği fabrikasında gerçekleştirilen dijital dönüşüm sayesinde yeni ürün geliştirme süresi yüzde 30 kısaltıldı. Siemens’in entegre dijital çözümleri ile ürünlerin pazara çıkış süresi ise 30 aydan 16 aya düşürüldü. Bu proje sayesinde aynı farbikada üç kat daha fazla araç üretilebiliyor.

Siemens’in dijitalizasyonda bir diğer başarı hikâyesi ise Adidas. Spor eşyalarında dijital üretim yapmak üzere gerçekleşen iş birliği ile Adidas’ın SpeedFactory’si Siemens tarafından dijital dönüşümden geçirildi. SpeedFactory’nin “dijital ikizi”, üretim öncesinde sürecin tamamının simüle edilmesini, test edilmesini ve optimize edilmesini sağladı. Dijitalizasyondan sonra Adidas’ın bu fabrikası kişiselleştirilebilir, hızlı ve şeffaf üretim yapacak hale getirildi.

Siemens’in dijitalizasyon konusundaki başarı hikayelerinin Türkiye’de de hızla çoğaldığını belirten Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, ülkemizin önde gelen bilişim ve telekomünikasyon şirketlerinden Turkcell ile hayata geçirdiğimiz dijital iş birliği ile Nesnelerin İnterneti teknolojisinden yararlanıyoruz. Tüm ev ve ofisleri akıllı hale getireceklerini ifade eden Gelis, “Bu iş birliği sayesinde Siemens’in Türk mühendislerinin geliştirdiği yazılım, Turkcell’in Akıllı Ev Platformu’yla tam entegrasyon sağlayacak ve enerji tüketimini azaltacak. Sistemin kurulduğu konut ve binalardaki dijital uygulamalar sayesinde yüzde 30’a varan enerji tasarrufu elde edilecek. Siemens’in dijitalizasyon kapsamında Turkcell’le başlattığı iş birliği, Endüstri 4.0 ve MindSphere uygulamalarıyla devam edecek.” dedi.

MIndSphere ile konuşan makineler

Son yıllarda Nesnelerin İnterneti ile birlikte en önemli teknolojik gelişmelerden biri olan Bulut Bilişim (Cloud Computing) şirketler için kaçırılmaması gereken fırsatlar barındırıyor. Siemens’in dijitalizasyon yaklaşımında yüksek değere sahip ürünlerinden biri olan MindSphere, bu iki önemli kavramı mükemmel biçimde harmanlayan, endüstriye açık, bulut tabanlı bir Nesnelerin İnterneti İşletim Sistemi olarak dikkat çekiyor.

Endüstride sahada bulunan tüm cihazları birbirine bağlayan MindSphere sayesinde, makinelerde oluşan veriler toplanıyor ve buluta taşınıyor. MindSphere üzerinde bu veriler kullanılarak aplikasyonlar geliştirilebiliyor.

MindSphere’i Gebze’de bulunan entegre üretim tesislerinde de kullandıklarını belirten Hüseyin Gelis, Siemens’in Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Manage My Machine uygulamasından örnek veriyor. Bu uygulama ile, dünya üzerindeki herhangi bir noktada bulunan üretim makinelerine ait kritik veriler, mevcut ve geçmiş durumlar görüntülenebiliyor. Sonuçta, endüstriye verimlilik, maliyet ve zaman kazandıran uygulamalar ortaya çıkıyor.

Siemens Türkiye, üniversiteler ve sanayi kuruluşlarıyla iş birlikleri yaparak MindSphere’de çalışacak yeni uygulamalar geliştirmeyi planlıyor.

Her şirket dijitalizasyona farklı bakıyor

Hüseyin Gelis’in verdiği bilgilere göre, dijital dönüşümle ilgili yaklaşımlarına göre şirketler dört gruba ayrılıyor. Standartların tamamen oturmasını bekleyen ve ağın güvenliğinden emin olduktan sonra dönüşüme başlayan grup, “Şüpheciler” olarak adlandırılıyor.

İkinci tip şirketlere “Takipçiler” deniyor ve bu gruptakiler, diğerlerinin temel adımlardaki başarılarını gördükten sonra harekete geçiyor. “Planlamacılar” olarak adlandırılan üçüncü grupta ise konunun ciddiyetini kavramış ve dijitalizasyonu yol haritasına eklemiş şirketler bulunuyor.

Dijital dönüşüm yaklaşımı en pozitif olan dördüncü tip şirketler ise “Erken Benimseyenler” adını taşıyor. Dijitalleşmeye liderlik eden, trendlerin taşıdığı fırsat potansiyellerini görerek hızlı biçimde uygulamaya geçen şirketler bu özel grupta yer alıyor. Siemens de bu gruptaki şirketler arasında yer alıyor ve dijital dönüşüm sürecine öncülük ediyor.

Dijitalizasyonu erken benimseyen Siemens, enerji, endüstri, sağlık, ulaşım ve akıllı binalar gibi faaliyet alanlarında yenilikçi, güçlü, güvenilir ve fark yaratan çözümler sunuyor.

SIemens için Türkiye inovasyon üssü

Ülkemizin bilim ve sanayi politikalarıyla uyumlu biçimde faaliyetlerini hayata geçiren Siemens Türkiye, AR-GE ve İnovasyon Merkezleri’nde çalışan Türk araştırmacı ve mühendislerle yarının teknolojilerini bugünden geliştiriyor. Geçen aralık ayında Gebze’de yeni bir fabrikayı bünyesinde katan Siemens Entegre Üretim Tesisleri, Organize Sanayi Bölgeleri içinde dijital dönüşüm merkezleri açılması yönündeki ulusal yaklaşımın somut örneklerinden biri niteliğinde.

Siemens’in AR-GE çalışmalarını yürüttüğü Kurumsal Teknoloji Bölümü, 50 kişiyle başladığı yolda bugün 550 kişiye ulaşmış durumda. AR-GE ve İnovasyon Merkezleri’nde yüzde 30 kadın çalışan oranına sahip olan Siemens Türkiye’nin bu alanda yaptığı harcamalar, Türkiye ortalamasının “2” katına ulaşıyor. 2017 yılında 27 milyon Euro tutarında AR-GE yatırımı gerçekleştiren Siemens Türkiye, 2018 yılında yüzde 25’lik bir artışla 34 milyon Euro’ya ulaşmayı hedefliyor. Siemens Türkiye yeni AR-GE yatırımlarını özellikle Dijitalizasyon ve Endüstriyel Bulut teknolojilerine odaklamayı planlıyor.

ALLIANZ ARENA STADYUMUNDA ÇOK SAYIDA SIEMENS ÇÖZÜMÜ KULLANILIYOR

20 Şubat’ta Beşiktaş-Bayern Münih maçının oynandığı Allianz Arena stadyumunda çok sayıda Siemens çözümü kullanılıyor. Bayern Münih’e teknoloji desteği veren Siemens, özellikle ulaşım, enerji, emniyet ve güvenlik çözümleri sunuyor. Örneğin, Siemens imzalı trafik yönetim sistemleri sayesinde Allianz Arena stadyumuna giden yollarda trafik sorunsuz akabiliyor.  Siemens’in geliştirdiği benzersiz bir yaklaşımla müşterilerine ürün tasarımından üretim ve servislere kadar tüm değer zincirine entegre edebilecekleri ve dijitalleşebilecekleri araçları sunduğunu belirten Siemens Global Dijital Fabrika Bölümü CEO’su Dr. Jan Mrosik, bu çözümlerden biri olan Allianz Arena’daki Greenkeeper uygulamasına dikkat çekiyor: “Siemens’in endüstriyel internet platformu MindSphere tabanlı Greenkeeper uygulaması, Allianz Arena stadyumunda futbol sahasının durumunu analiz ediyor. Sulama, aydınlatma saati, havalandırma, çimlerin biçilme döngüleri, gübreleme gibi faaliyetler bu sayede kontrol ediliyor. Greenkeeper uygulaması üzerinden elde edilen öneriler ve öngörüler ile saha sürekli yeşil tutulabiliyor.”