Röportaj 28.01.2018 03:00 Güncelleme: 28.01.2018 10:55

'Müziği babama, sözleri anneme ait'

Altın Plak'ın yanı sıra olağanüstü sesi ve yorumunda flamenko, caz, pop, geleneksel Katalan müziğinden etkiler taşıyan müziğiyle uluslararası alanda birçok ödülün sahibi olan İspanyol şarkıcı Silvia Perez Cruz, İş Sanat'ta vereceği konser öncesi YeniBirlik'e açıklamalarda bulundu. Cruz, son albümü Vestida De Nit'in adının müziği babasına sözleri annesine ait olan bir şarkıdan geldiğini söyledi.
'Müziği babama, sözleri anneme ait'

SEMA SEZEN

2012’de yayımladığı altın plak ödüllü "November 11" albümü ile Uluslararası Terenci Moix Ödülünü kazanan, “Granada” ve “Vestida de nit” albümleriyle başarısını perçinleyerek en iyi şarkı dalında Goya Ödülü’nün de sahibi olan Sílvia Pérez Cruz, 2001-2011 yılları arasında Las Migas, Immigrasons, Flame, Imagination, Coetus gibi flamenko, caz, pop, geleneksel Katalan müziği, İber halk müziği ve Güney Amerika folkloru tarzında on’dan fazla farklı stildeki grupta yer aldı.

Arjantin, Şili, Uruguay, Portekiz, Fransa ve tüm İspanya'da performans sergileyen Silvia Perez Cruz repertuvarındaki klasik ve yeni şarkılarını seslendirdiği, düzenlemeleri Javier Galiana de la Rosa, Joan Antoni Pich, Carlos Monfort ile birlikte yaptığı son albümü “Vestida de nit” ile  20 Şubat'ta İş Sanat'ta hayranları ile buluşacak. Cruz, hakkında merak edilen sorulara şu yanıtları verdi.

-Babanız da gitarist ve Habanera araştırmacısı müzisyen bir ailede büyümenin avantajları neler?

Babamla birlikte şarkı söyleme imkanım da oldu. Sadece müzik değil sanat ile yakından ilgili bir aileye sahibim. Annem sayesinde oyunculuk, dans gibi birçok farklı sanatı gözlemleme şansı buldum. Ailemin bana öğrettiği en değerli şey müzik oldu o yüzden çok şanslıyım. 

-Silvia Perez Cruz müziği ile insanlara ne anlatıyor?

Müziğim mutluluk, keder, romantizm gibi insanlığa ait her türlü duyguyu dürüst ve sevgi dolu olmasına özen gösterdiğim bir dille anlatıyor. 

-Müzik yolculuğunuz nasıl başladı?

7 yaşımda saksafon çalmaya başladım piyano ve saksafon ilk enstrumanlarımdı. Sonrasında armoni ve caz eğitimi aldım. Önce babamla sonrasında birçok müzik grubuyla birlikte dünyanın birçok yerinde sahneye çıktım. Sonrasında kendi albümlerimle müzik yolculuğum devam etti.

"KENDİ YAZDIĞIM ŞARKILARI SESLENDİRMEK ÖZGÜR HİSSETTİRİYOR"

-Yaptığınız soundtracklerle de birçok ödülün sahibi oldunuz. Yeni projeler var mı?

Evet yeni bir proje var. İspanya-Uruguay ortak yapımı Uruguaylı yönetmen Alvaro Brechner’in yönettiği Memorias del calaboza için şarkılar hazırladım. Ve aktris olarak küçük bir de rol aldım.

-Kendi yazdığı şarkıları seslendirmesi nasıl bir duygu?

Özgür hissettiriyor ve böylece şarkılarım estetik bir şekilde kendi müziğimin artistik özelliklerini taşıyor.  

-Son albümünüz Vestida De Nit’te kendimi olabildiğince özgür bıraktım diyorsunuz. Ortaya nasıl bir album çıktı?

Albümün ismi, müziği babama sözleri anneme ait bir şarkıdan geliyor. Olabildiğince özgür bir şekilde kendi tarzımızı oluşturmak için çok fazla araştırma yaptık. Albümde bazıları cover bazıları da bana ait olan şarkılar var. Yeni album şarkılarını 20 Şubat’ta İstanbul’daki dinleyicilerimle paylaşacağım. 

"SANATIN BİRÇOK DALINA İLGİM VAR"

-'Cerca de tu casa' filminde oyunculuğa da başladınız. Müzik ve oyunculuk birlikte mi devam edecek?

Ben kendimi müzisyen olarak değerlendiriyorum. Ancak senaryosunu çok sevdiğim projelerde aktris olarak yer almak da beni mutlu ediyor. Sanatın birçok dalına ilgim var. Uzun yıllar annemin sanat okulunda dans ve oyunculuğu gözlemleme şansım oldu. Yapabileceğime inandığım ve içinde yer almayı istediğim projelerde olmak bana keyif veriyor. Memorias del calaboza filminde de ufak bir rol aldım.

-İstanbul’a tekrar gelmek nasıl bir duygu?

Yıllar önce bir kez gelmiştim şimdi tekrar İstanbul’la buluşacak olmak harika bir duygu. 20 Şubat’ta İş Sanat’ta son albümümün şarkıları ağırlıklı olmak üzere dinleyicilerimin en çok sevdiği şarkılardan oluşan bir repertuvar hazırladım.