Vakıf Katılım web
Siyaset - Politika 28.10.2020 12:11

"Macron'u ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum"

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, "Kendi iktidarını kurtarmak için, Peygamberimize hakaret etmeyi, Müslümanlara hakaret etmeyi mübah gören Macron'u ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum." dedi.
"Macron'u ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, vatandaşların Mevlid Kandili'ni tebrik ederek başladı.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı, Türk milletinin şeref gününü kutlayacaklarını ifade eden Akşener, "Bu şerefi pek de benimsememiş gözüken iktidar, bu kutlu günü gönlümüzce kutlamayı yasaklasa da bizler bu şerefi evlerimizde, ailelerimizle, sevdiklerimizle kutlayacağız. Bu şerefi, iş yerlerimizde çalışma arkadaşlarımızla kutlayacağız. Sosyal medyada dostlarımızla kutlayacağız. Fırsat bulduğumuz her yerde, milletçe tek yürek olarak kutlayacağız. Onlar varsın, yandaş medyalarında, sosyal medya videolarında, mitinglerinde, kongrelerinde, Atatürksüz, Cumhuriyetsiz bir Türkiye yalanını yaşamaya devam etsinler. Bizler, Atatürk gerçeğini, Cumhuriyet gerçeğini, tam bağımsız Türkiye gerçeğini şerefle yaşamaya devam edeceğiz." diye konuştu.

"Türkiye'nin karakteri, bize saygısızlık yapanı pişman etmektir"
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, İslam karşıtı politika ve açıklamalarına işaret eden Akşener, inanç hürriyeti ve inançlara karşı duyulan saygının önemini vurguladı.

Bugün, bütün dünyada gerçek gündem ile muktedirlerin gerçeklikleri arasında, büyük bir makas olduğunu belirten Akşener, "Hangi ülkede işler kötüye gitse, hemen bir günah keçisi bulunup, her şey ona yükleniyor. İslam düşmanlığı da yabancı düşmanlığı da bunun en yaygın örneklerinden. Saygısız ve düşmanca bir dil ile söylenen yalanlar, vatandaşları oyalamanın en popüler yolu. Biz bunu, ülkemizden de Batı'dan da iyi biliyoruz. Milli çıkarlardan önce, kendi şahsi çıkarları üzerinden siyaset yapanları, ülkemizde de görüyoruz, Batı'da da görüyoruz. Nefretten beslenen siyasetçilerin, dünyaya verdikleri zararı, tüm dünya milletleriyle beraber, biz de yaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bunun son örneğinin Fransa'da yaşandığını dile getiren Akşener, "Kendi iktidarını kurtarmak için, Peygamberimize hakaret etmeyi, Müslümanlara hakaret etmeyi mübah gören Emmanuel Macron'u ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum." dedi.

Kınamakla kalmayıp, Türkiye'yi güçlü, vatandaşları da müreffeh kılmak zorunda olduklarını dile getiren Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Böyle yapmalıyız ki Macron gibiler böyle densizlikleri yapmadan önce 40 kere düşünsünler. Türkiye'nin karakteri, bize saygısızlık yapana hakaret etmek değil, bize saygısızlık yapanı pişman etmektir. Ama bu lafla olmaz. Ağız dalaşına girmek, güçsüzlerin, acizlerin başvurduğu bir yoldur. Güçlü olan, ağız dalaşına girmez. Güçlü olan, 'Ey Fransa, ey Amerika, ey İsrail' deyip, perde arkasında al gülüm ver gülüm yapmaz. Güçlü olan, vatandaşını boykota çağırıp, kendi işini milletine yıkmaz. Güçlü olan, gerekeni yapar. Ama güçlü olmak için, akıllı bir dış politika yürütmek; üreten, sağlam bir ekonomiye sahip olmak; memlekette demokrasiyi, hukuku ve adaleti hakim kılmak gerekir.

Hakarete karşı, daha büyük bir hakaretle cevap verirseniz, Macron’un Fransız kamuoyundaki gücünü artırırsınız. O nedenle Sayın Erdoğan'a sesleniyorum; takındığın bu tavırla, Macron'u pişman etmedin, bilakis Macron'a destek çıktın. Türk dış politikasını, egona meze yapmaktan artık vazgeç. Yabancı ülkelerin ergen tavırlı liderlerine, hak ettikleri cevabı, aynı ergen tavırla değil, devlet adamlığıyla ver. Bulunduğun makama yakışan da ülkenin menfaatine olan da budur."