Röportaj 15.01.2018 16:00 Güncelleme: 15.01.2018 16:10

​Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, kültür ve turizmde

Antalya'da aralarında Yeni Birlik Gazetesi Ankara Temsilcisi Seda Şimşek'in de bulunduğu gazetecilerle bir araya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, kültür ve turizm politikalarına ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı.
​Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, kültür ve turizmde

Seda ŞİMŞEK

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş “Troya Yılı” ilan edilen 2018’de,  Troya’nın uluslararası tanıtımına ilişkin yapılacak çalışmada, ABD’li ünlü aktör Brad Pitt’in yer alması için çalışmalar olduğunu açıkladı. Pitt ile görüşmelerin sürdüğünü ancak böyle bir çalışmada yer alıp almayacağının henüz kesinleşmediğini belirten Bakan Kurtulmuş, “Öyle bir tanıtım yüzünün yer aldığı bir program düşünülüyor. İnşallah anlaşılabilir” dedi. 

Bakan Kurtulmuş, Gelibolu’da oluşturulan “Tarihi Alan Yönetimi”ne benzer yönetim modelinin İstanbul, Antalya, Kapadokya ve Güneydoğu Anadolu’daki tarihi alanlarda da uygulanabileceği görüşünü dile getirerek, “İstanbul’un, özellikle tarihi yarımadanın yasalarla donatılmış, kuvvetli yetkiye sahip olan bir tarihi alan başkanlığı şeklinde yönetilmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyim” dedi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile Antalya’da bir araya geldiğimiz toplantıda, kültür ve turizm politikalarına ilişkin hedefleri kendisinden dinleme imkânı bulduk. Kültür ve turizmde yeni döneme ilişkin önemli mesajlar verdi. Kültür politikaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti iktidarları döneminde özeleştirisine konu olan bir alan. O bakımdan Kurtulmuş’un bu alanda neler yapılacağına ilişkin değerlendirmeleri merak konusuydu. Turizm ise Türkiye’nin etrafında yaşanan istikrarsızlıklardan en çok etkilenen alandı, Kurtulmuş erken rezervasyonların 2018 yılında turizmde yaşanan kötü günlerin geride kalacağının işaretini verdiğini açıkladı.   

Bakan Kurtulmuş, Belek Turizm Merkezi’nde gazetecilere yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: 

“ESAS MESELEMİZ MİLLİ KÜLTÜREL BAĞIMSIZLIĞIMIZ”

“Esas meselemiz bizim herhalde milli kültürel bağımsızlık meselesidir. Bu, bugünün meselesi de değil. Yaklaşık 2 asırdır, Osmanlı’nın Batı’yla karşılaşması sonrasında, özellikle teknoloji ve ekonomi alanındaki yenilgiyi hissetmesiyle başlayan, bugün tashih etmek durumunda olduğumuz bir kültürel anlayış var. ‘Batı’nın kültürel üst yapısını alır, taklit eder, onlar gibi olursak, kendi köklerimizi, milli değerlerimizi, varlığımızı, birikimimizi bir şekilde kenara koyarsak adam oluruz’ zanneden, telakki eden bir anlayış… Tanzimat ve Meşrutiyet’le birlikte gelen ve maalesef cumhuriyetin elitleri tarafından da bir şekilde benimsenen, bugün bile belli oranda etkileri olan bir anlayış. Bu tashih edilmesi gereken bir husus. Çünkü biliyoruz ki milli kültürel bağımsızlığa sahip olmayan milletlerin bir şekilde ekonomik ve teknolojik alanda da bağımsız olabilmeleri mümkün değil. Modernleşmeyi tamamen şekli, dışa ait bir mesele olarak gördük. Şehbenderzade’nin söylediği çok güzel bir söz var, büyük bir eleştiri, ‘İçimizde bir Fransız gibi şarap içebilen, bir İngiliz gibi vals edebilenimiz, bir İtalyan gibi sanat eserlerini izleyebilenimiz vardır, ama bir uçak mühendisimiz, köprü yapacak bir mühendisimiz ya da fabrika kuracak bir mühendisimiz yoktur.’ diyor. Temel mesele budur. Böyle olduğu için uzun yıllar son derece yanlış uygulamalar oldu. Zihinsel kodlarımızı düzeltelim ve yerlileştirelim. Türkiye’de yaklaşık 2,5 yıl Türk sanat musikisinin TRT’nin radyosundan yayınlanması yasaklandı 1936-1938 arasında. Yine zannediyorum 1976 ya da 1977’dir, konservatuvarda Türk sanat musikisi bölümü yoktu, açılamazdı. Biz müzik derslerinde Türk Sanat Musikisi, hele hele Türk Halk Musikisi gibi bir şeyi hiç duymadık. Bize ait olanlardan kurtuldukça adam olacağımızı zannettik. Bu anlamda da dünyanın en sancılı, en sıkıntılı modernleşmesini, Türk modernleşmesini yaşadık. Halbuki 2 asır evvel modernleşmeyi doğru bir şekilde başlatabilmiş olsaydık, doğru başlayan bazı çabaları sürdürülebilmiş olsaydık, bugün ekonomide de kültürde de sanatta da her alanda çok daha ileriye gitmemiz mümkün olurdu diye düşünüyorum. Dünyadaki gelişmeleri bilen, ama bu topraklarda, Anadolu topraklarında ne varsa bunun hepsini Türkiye’nin birikimi olarak kabul eden ve bu birikim üzerinden dünyaya kültürde, sanatta yeni şeyler söyleyebilme iddiasında olan bir kültürel telakkiyi, anlayışı ortaya koymak durumundayız. Bu topraklarda Troya’nın birikimi de bizim birikimimiz, Karyalıların birikimi de bizim birikimimiz, Osmanlı’nın, Selçuklu’nun birikimi de bizim birikimimiz. Bu topraklarda Aşık Nesimi ile Yunus Emre’yi ayırmadan, her ikisini birden bizim birikimimiz olarak kabul etmek durumundayız. Necip Fazıl’la Mehmet Akif’i, Nazım Hikmet’i birbirinden ayırmadan, hepsini kabul etmek durumundayız.”

TROYA İÇİN BRAD PITT İLE GÖRÜŞÜLÜYOR

“2018 yılı Troya Yılı ilan edildi. Troya’yı sadece Türkiye’de değil, dünyada tanıtmak perspektifiyle çalışmalar yapılacak. Devlet Opera ve Balesi, Troya ile ilgili oyunlar sergileyecek, 23’e yakın uluslararası festivalde Troya tanıtılacak. Ayrıca yarışmalar, konserler, tiyatro gösterileri, filmler, kısa film ve belgesel yarışmaları ile ciddi bir farkındalık oluşturulacak. Brad Pitt’le ilgili çalışma var, henüz kesinleşmedi. Öyle bir tanıtım yüzünün yer aldığı bir program düşünülüyor. İnşallah anlaşılabilir.” 

İSTANBUL’A TARİHİ ALAN YÖNETİMİ

“Önümüzdeki birkaç ay içerisinde büyük bir İstanbul Çalıştayı yapacağız. İstanbul’daki bütün belediyeler, Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul’un tarihi dokusuyla ilgili olan bütün kurumlarla da önce bir hazırlık sürecine gireceğiz. İstanbul’un yeniden ihyası, çok doğrudur, ben de hâlâ Fatih’te oturan birisi olarak, İstanbullu olmaya direnen birisi olarak söylüyorum, durum çok iç açıcı değil, yani İstanbul’un yeniden diriltilmesi gerekiyor. Sadece oradaki tarihi eserleri restore etmek, çevreyi ışıklandırmak vesaire bunlarla da olacak şey değil. Bununla ilgili inşallah büyük bir İstanbul Çalıştayı yapacağız. Orada ilgili herkesi, mimarları, özellikle, şehir planlayıcılarını, sanat ve estetik alanıyla ilgili insanları, İstanbul’un kadim kültürünü bilen insanları bir araya getireceğiz ve ümit ediyorum ki oradan en azından bize ışık tutacak bir eylem planı ortaya çıkacak. Ama bütün bunların yapılabilmesi ise muazzam bir ekonomik gücü gerektiriyor. İstanbul’un, özellikle tarihi yarımadanın yasalarla donatılmış, kuvvetli yetkiye sahip olan bir tarihi alan başkanlığı şeklinde yönetilmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyim. Gelibolu’da uygulanan model, Antalya’da, Kapadokya’da, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki tarihi alanlarda uygulanabilir.”

AYASOFYA KÜLLİYESİNDE MUVAKKİTHANE VE İMARETHANE  

“Ayasofya, o bilinen muhteşem şaheserden ibaret değil. Ayasofya’nın etrafındaki külliye bugün fonksiyonlarını göremiyor. Mesela imarethane var, Ayasofya’da imarethane var, muvakkithane var. Malum Müslümanlık’ta namazdır, oruçtur, cumadır, hepsi vakitle ilgili. Ayları ve günleri, günün vakitlerini nasıl tespit edeceğiz, bunun tespit edildiği yer muvakkithane. Mesela muvakkithanenin tekrar eski özelliğine kavuşturulması. Şu anda imarethanenin gerçekten fakir-fukaraya İstanbul ahalisine günde diyelim 5 bin-10 bin kişiye yemek verebilecek bir imarethane haline dönüştürülmesi. Bununla ilgili Ayasofya Vakfı var, bu vakıf canlandırılabilir. Müze haliyle dahi Ayasofya’nın içerisinde İslami kimliğin ortaya konulabileceği çalışmalar yapılabilir. Ayasofya, bizim kültürel olarak şu haliyle dahi sahip çıkamadığımız, yeterince değerlendiremediğimiz önemli abidevi bir eserdir. Çok şükür orada da restorasyon ağır ama iyi gidiyor. İçindeki restorasyon çok uzun yıllardır devam ediyor.” 

“TOPKAPI’DA 27 AYRI RESTORASYON ÇALIŞMASI VAR”

“Bakanlığımızın en önemli faaliyetlerinden birisi Topkapı Sarayı. Şu anda 27 ayrı restorasyon çalışması yapılıyor. Topkapı Sarayı’nda restorasyon çalışmaları son derece titizlikle devam ediyor ve inşallah kısa süre içerisinde bitirildiğinde muazzam bir alan ortaya çıkacak. Yine Topkapı’yla ilgili ciddi bir projemiz de, eğer yapabilirsek, yani bugün başlasak belki 10 sene sürecek olan bir şeydir. Sur-i Sultani etrafındaki bütün alanları almak, hatta Fransız Hapishanesi’nden Yeşilay’ın bulunduğu Sepetçiler Kasrı’na kadar olan alanın tamamının trafiksizleştirilerek Topkapı Sarayının orası mücavir alandır, Topkapı Sarayı alanı haline getirerek orayı bir tamamıyla Osmanlı kültür sanat alanı haline dönüştürmek. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile de çalışmalar yapacağız. Eyüp’ün de canlandırılması, bütün semtin bir tarihi alan haline dönüştürülmesiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz.” 

 TURİZMDE 2018 HEDEFİ 36 MİLYON YABANCI TURİST

“2017 yılını, 32,4 milyon turist sayısı ve yaklaşık 26 milyar dolar turizm geliriyle tamamladık. Turizm gelirinde yüzde 17, turist sayısında da yüzde 28 artış oldu. Rusya’dan yaklaşık 5 milyon, Almanya’dan da 3,5 milyon ziyaretçi geldi. 2018’de tur operatörlerine gelen erken rezervasyon konusunda ciddi bir kıpırdanma olduğunu görüyoruz. Ülkelere göre erken rezervasyon rakamları, geçen yıla oranla yüzde 20 ile yüzde 60 arasında artış gösteriyor. İngiltere’de bu rakam yüzde 55’e ulaştı. Kruvaziyer turizm de biliyorsunuz son 2 yılda durdu. ABD ile vize krizinin aşılmasıyla burada da ciddi bir ivmenin olacağını düşünüyoruz. Turizm sektöründe pazar ve ürün çeşitlendirmesi önemli. Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya gibi Asya ülkelerini yeni pazarlar olarak görüyoruz. Yaklaşık bu 6 ülkenin nüfusu dünya nüfusunun yarısı ve her birisinde çok kuvvetli bir orta sınıf var.  2018 yılı için 36 milyon turist ve 34 milyar dolarlık bir turizm geliri elde etmemiz hiç de zor değildir. Eğer gelişmeler böyle devam ederse, bu projeksiyonlar 2018 yılına gerçekten yansırsa bu şekilde olacaktır diye düşünüyoruz.”

Kişi başı yabancı turist harcaması bin dolara çıkmalı

“Kişi başı yabancı turist harcaması, 642 dolara düştü, bu rakamın bin dolara çıkarılması için çalışmalıyız. Gastronomi, sağlık, spor turizmi gibi insanların daha çok harcama yapabileceği alanlara ağırlık vermeliyiz.”

Karya dönemine ait altın tac türkiye’ye geliyor

“Şu anda ocak sonuna kadar getirmeyi planlıyoruz, ama şubata da kalabilir; Karya dönemine ilişkin altın tacın Edinburgh’tan (İskoçya) Türkiye’ye getirilmesi düşünülüyor, planlanıyor. Tabii bu arada önemli bir şey de Şeyh Hamdullah Efendi’nin oğlunun 16’ncı Yüzyıla ait el yazması Kur’an-ı Kerim’i İngiltere’de pazartesi günü müzayedeye çıkacakken, biz cuma günü müzayedeyi durdurduk, şimdi onun da geri dönüş işlemlerinin yapılması için çalışmalar devam ediyor.”

Göbeklitepe nisan ayında ziyarete açılacak

“Göbeklitepe’de çalışmalar devam ediyor, nisan ayında ziyarete açılması planlanıyor.”

KİRALIK EVLER STATÜYE KAVUŞTURULMALI

“Kiralık evler, İçişleri Bakanlığının da üzerinde çalıştığı, çok hassas bir konu. Güvenlik nedeniyle bu evlerin kontrolünün yapılması gerekiyor, ancak ‘yok, hayır, olmaz’ demektense bunların bir statüye kavuşturulması, dışarıdan gelecek insanların da bu imkândan istifade etmesi gerekir.”

TELİF KANUNU, SİNEMA KANUNU VE TEŞKİLAT KANUNU TASLAKLARI BAŞBAKANLIK’TA

“Korsan meselesinin çözülmesi için hazırlanan Telif Yasası Taslağı hazırlanarak Başbakanlık’a gönderildi. Telif Yasası çıktığı zaman, korsana bir şekilde ihtiyaç duymayacak ya da korsanın gücünü kıracak bir durum ortaya çıkacak ve önemli mesafe alacağız bu korsanla mücadele konusunda. Kısa süre içerisinde de Bakanlar Kurulu’ndan Meclis’e gönderileceğini tahmin ediyorum. Sinema Kanunu ve Teşkilat Kanun Tasarılarının da başbakanlıktan Meclise gönderilmesini ümit ediyorum.”

PRESTİJ PROJELERİ

Bakanlığın kültür alanındaki prestij projeleri konusunda bilgi veren Kurtulmuş, İstanbul’daki AKM’yi 2019 yılına yetiştirmeyi planladıklarını, Rami Kışlası’nın bir kitap vadisi haline getirilecek ve yaklaşık 7 milyon kitabın orada sergileneceğini bildirdi. Kuleli Askeri Lisesi’nin müzeye dönüştürülmesiyle ilgili ortak bir çalışmanın yürütüldüğünü aktaran Kurtulmuş, “Burayı da bir prestij müzesi haline getireceğiz. Yani diyelim birkaç saat İstanbul’da vakti olan birisinin Anadolu topraklarındaki bütün kültürel birikimi, zenginliği görmek için gidip ziyaret edeceği bir müze haline getireceğiz.” dedi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binasını da 2019 yılına yetiştirmeyi planladıklarını belirten Bakan Kurtulmuş,  Fuat Sezgin’in Ursula Sezgin Kütüphanesi’nin bu yıl içerisinde açılacağını belirtti.