Vakıf Katılım web
Röportaj 07.05.2018 12:45 Güncelleme: 07.05.2018 13:03

'Konuşan Resimler Projesi İçin 5 Yıl Çalıştım'

Konuşan Resimler adlı sergi ve albümle 10 bin çocuğun doğa eğitimi ve TEMA Vakfı iş birliğiyle Türk edebiyatının usta isimleri adına yapılacak "Edebiyat Ormanı"nı oluşturmayı hedefleyen sanatçı Ebru Ceylan, bu önemli projenin doğuşunu ve beklentilerini YeniBirlik'e anlattı
'Konuşan Resimler Projesi İçin 5 Yıl Çalıştım'

SEMA SEZEN

Türkiye'nin nefesi, geleceği olan ormanlar yok olmasın diye çırpınan TEMA Vakfı'na oldukça yaratıcı bir fikirle destek olan sanatçı Ebru Ceylan, "Konuşan Resimler" adlı sergi/albümüyle anlamlı bir projeye imza atıyor. Ceylan'ın, tasarımını oyuncu Selen Öztürk ile oluşturduğu ve “Konuşan Resimler-1” ismini verdiği sergi ve albümünde Türk edebiyatının önemli isimlerinin 52 portresi yer alıyor. Bu tablolara eşlik eden hikayeler, ünlü oyuncuların seslerinden dinleniyor. Tablolarda hikayeleri seslendiren isimler ise şöyle: Esen Ali Bilen, Kerem Atabeyoğlu, Yiğit Özşener, Emre Erkan, Beyti Engin, Murat Akkoyunlu, Fikret Kuşkan, Onur Saylak, Mert Fırat, Yekta Kopan, Ceylan Ertem, Sevinç Erbulak, Cenk Sözeri, Levent Özdilek, Selim Bayraktar, Melih Selçuk, Serhat Teoman, Levent Üzümcü, Sarp Akkaya, Bahtiyar Engin, Görkem Kanpolat, Mehmet Günsur, Hakan Kurtaş, Caner Cindoruk, Selen Öztürk, Deniz Çakır, Rıza Kocaoğlu, Saygın Soysal, Oktay Kaynarca, Ozan Akbaba. Ceylan, bu önemli proje hakkında açıklamalarda bulundu.

• “Konuşan Resimler” projesi nasıl doğdu? Çıkış noktası nedir?

Farklı fikir ve düşüncedeki insanların bir masada toplatılması fikrinden çıktı. Değişen sisteme karşı farklı dinamikler içeriyor insanımız. Farklı düşünceler ve fikirlerin meydana çıkması çok normal, fakat normal olmayan bu fikirlere sahip olan insanlara yaklaşımımız. Sadece eleştiri üzerine giden bir toplum olduk. Bu sebeple de geçmişimizde kendi kültürümüzde birçok insan birlikte üreterek bunu başarmış. Bunun en güzel örneğini de edebiyatçılar, şairler yapmış. Bir şiir yazdığında ilk kendisine karşıt edebiyatçıya gönderirlermiş. Ben biraz da buna dikkat çekmek istedim. Bu sebeple de yoruma açık üç farklı disiplini bir araya getirerek aslında hem geçmişimizdeki bu uyuma dikkat çekmek hem de edebiyatın ve sanatın iyileştirici gücüne dikkat çekmek istedim.

• Türkiye’nin ünlü oyuncuları ve seslendirme sanatçılarının okuduğu hikayeler kim tarafından yazıldı?

Hepsi benim tarafımdan yazıldı. Yazarken de şairlerin ve edebiyatçıların fikirleri, hayatsal duruşlar ve duygusal kırılmalarını baz alarak nacizane yazmaya çalıştım.

• Tablolara şiirler de eşlik ediyor, oyuncu seçimleri neye göre yapıldı?

Burada bahsi geçen isimler zaten benim dostlarım, arkadaşlarımdı. Projeyi başından beri yaptığımı da biliyorlardı. Uzun yıllardır kültür ekonomisinde iş geliştirmeci olarak da çalıştığım için oyuncuların dünyasına pek uzak bir kişi de değildim. Tanışıklığımızın olmadığı sanatçılar ile de Selen Öztürk sayesinde ulaştık. Yani ikimizin ortak dostları projemize ortak oldu. Sağolsunlar başından beri de en az bizim kadar projeyi sahiplendiler ve destek verdiler.

"10 bin çocuğun doğa eğitimini karşılamayı hedefliyoruz"

• Projede 52 edebiyatçı var. Bu 52 isim nasıl belirlendi?

TEMA Vakfı ile ortak projemizin amacı ölümsüz olan bu edebiyatçılarımız adına köklü bir anı bırakmak. Bu anı da onlar adına kurulmuş bir ormandan daha güzeli olmaz. Bu proje ile TEMA Vakfı’nın belirleyeceği bölgede bir hatıra ormanı ve 10 bin çocuğun doğa eğitimini karşılamayı hedefliyoruz.

• Farklı fikirlerin bir masada toplanabildiğini göstermek istediğinizi vurgulamışsınız bir röportajınızda, bu fikirler hangileri?

Bu aslında güzel bir detay. Oradaki vurgum şuydu; Örnegin Necip Fazıl ve Nazım Hikmet farklı akımın öncüleriydi. Kendilerinin bir ideolojileri, iletişim dilleri ve sosyal hayatları vardı. Fakat birbirlerinden asla habersiz olmadılar. Yahut ikinci yenicilerden Turgut Uyar, Edip için yazdıklarını ilk Varlık Dergisi’ne gönderirmiş ya da denemelerini birbirleri ile paylaşır, yorum alırlarmış. Eleştirirken bile bir hikaye bir sır çıkarmış ortaya. Aynı masada toplanma fikrini savunuyorlar aslında farklı dönemlerde yaşasalar da birbirlerinin fikirlerine ve işlerine saygı duyuyorlar. En normal hali de bu değil mi? Ama bugünün şartlarında bu durum salt enerjiye döndü. Sadece eleştiriyoruz anlamadan yorumlamadan bu da böyle olabilir demeden bırakın aynı masada toplanmayı yan yana bile gelmiyoruz. Halbuki geçmişimizdeki birçok sanatçı bu paylaşımdan bugünün dünyasını yarattılar. Bauhaus ekolü Paris’in meşhur sanat akımına ilham olurken biz bu farklılığın güzelliğini biraz hırpalıyoruz. O sebeple geçmişten örnekleyerek yeniden bir masa açtık biz bu sergi ile…

• TEMA Vakfı ile bu projede nasıl bir araya geldiniz?

Uzun zamandır TEMA Vakfının gönüllüsüyüm. Onlara nasıl destek olabilirim diye hep düşündüğüm bir konuydu. Sergi süresi boyunca da eserler ile beraber yazdığım hikaye ve seslendirmeler de oldukça ilgi gördü. Sergiyi her yere götürmek teknik olarak zorlayıcı olduğu için bu projenin güzel bir niyete varmasını da çok istiyorduk. Hem edebiyatçılar için ölümsüz bir anı bırakmak hem de ses veren sanatçılarımıza bir nevi teşekkür etmek adına onlarla beraber “Edebiyat Ormanı” projesi çıktı. Sağolsun TEMA Vakfı Başkanımız Deniz Hanım (Ataç) ve Kenan Bey (Doğan) bu konuda bizi desteklediler. Tüm müzik digital platformlarında Eğlence Fabrikası desteği ile serginin albümünü çıkardık. Albüm dinlendikçe bu projemiz adına bağış topluyor oluyoruz.

• Bu projenin oluşumu kaç yıl sürdü?

3 yıl kadar araştırma sürdü ve iki sene önce de sergimiz çıktı. Toplam 5 sene oldu.

• Projenin vardığı nokta nedir?

Paylaşım... Üç disiplinin bir arada olduğu farklılıkları sevdiğimiz ve günün sonunda TEMA Vakfı ile 10 bin çocuk için doğa eğitimini karşılayacağımız ve bir de şahane bir edebiyat ormanı kurduğumuz bir hayale geldi.

• Edebiyatçıların dilinden yeni bir hikâye yaratmışsınız. Bunu nasıl başardınız?

Bu süreç biraz uzun oldu. Yaklaşık 3 sene boyunca sadece araştırma yaparak edebiyatçılara ait ne varsa okuyarak, vakıfları aileleri ile görüşerek geçti. Sonra ise onların edebiyat dillerinin matematiği ile bende kalan hikayelerini tekrar yarattım. Yani o edebiyatçı hakkında bilgi sahibi olanlar esasen hikayeleri dinlediklerinde o edebiyatçı hakkında birçok bilgiye de sahip oluyorlar. Bu sebeple edebiyat fakültesi öğrencilerinin oldukça ilgisini çekiyor. Tez konusu yapan öğrenciler var. Hatta albüm yayınlandığından beri metinleri o edebiyatçıların yazdığı zannediliyor ki, bu da beni çok mutlu ediyor. Çünkü iyi içselleştirdiğimi düşünüyorum bu sayede.

"Elde edilecek gelir, bu topraklarda umut yeşertir"

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Ceylan'ın bu anlamlı çalışmayı şu sözlerde yorumladı: “TEMA Vakfı olarak gönüllülerimizin ve bağışçılarımızın kıymetli destekleriyle 26 yıldır başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıklarımızı korumak için çalışmalar yürütüyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya umudumuza destek olan her proje bizler için çok anlamlı ve değerli. Bu kapsamda sanatçı Ebru Ceylan'ın Türkiye’nin önde gelen oyuncuları ve seslendirme sanatçıları ile hayata geçirdiği Konuşan Resimler Projesi, tarihe iz bırakan edebiyatçıların günümüze taşınması açısından anlamlı bir proje olarak ön plana çıkıyor. Proje kapsamında hatıra ormanı ve çocukların doğa eğitimleri için bağış yapılması bizim açımızdan memnuniyet verici. Sanatçıların doğa için çalışmalar gerçekleştirmesi anlamlı bir davranış. Bu anlamda doğaya gösterdikleri hassasiyet ve verdikleri destekler için projede emeği geçen ve umudumuza ortak olan herkese çok teşekkür ediyorum. Umarım bu kıymetli eserler çok fazla kişiye ulaşır ve bu eserlerin dinlenmesinden elde edilecek gelir daha fazla fidanımız ve daha fazla çocuğumuzla bu topraklarda umut yeşertir”

"Bu projenin büyümesi için herkesi bu albümü dinlemeye davet ediyorum"

Türk resim sanatına ve edebiyatına, şiirleri, tabloları ve kitaplarıyla iz bırakan Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu seslendiren tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Yiğit Özşener ise bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirterek şöyle konuştu: "Ebru Ceylan’ın Selen Öztürk ile hayata geçirdiği Konuşan Resimler sergisinin seslerinden biriydim. Cumhuriyet döneminin önde gelen edebiyatçılarını konu aldığı yağlı boya tablolara; aşka, hayata, hayallere dair metinler seslendirdiğimiz, adeta tablolara görünenin yanında bir boyut daha kazandırma imkanı bulduğumuz bir iş olmuştu. Sanatçı Ebru Ceylan, resimlerine ses ile boyut kazandırdığı gibi “Konuşan Resimler” sergisine de boyut kazandırdı ve birçok sanatçının tablolar üzerine okudukları metinleri TEMA işbirliği ile müzik platformlarında yayınlamaya karar verdi. Elde edilecek gelir TEMA Vakfı’na aktarılacak. Bu vesileyle tabloların sesleri olan biz sanatçılar, çocuklarımızın doğa eğitimleri ve 52 edebiyatçımız anısına kurulacak olan hatıra ormanına katkı sunma imkanı bulduk. Bu katkının büyümesi, gelecek nesillere daha yaşanır bir dünya bırakabilmek amacı ile buradan herkesi müzik platformlarından Ebru Ceylan’ın "Konuşan Resimler-1” albümünü dinlemeye davet ediyorum. Bu projenin parçası olmaktan gurur duyuyorum. Ebru Ceylan ve TEMA Vakfı’na teşekkür ederim."