Röportaj 25.12.2020 10:00 Güncelleme: 25.12.2020 11:37

İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: İstanbul'daki vaka sayıları son birkaç haftada yüzde 70-80 azaldı

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ile yaptığım özel röportajda, İstanbul'daki KOVID-19'la mücadele ve filyasyon çalışmalarından hastane ve yoğun bakım yataklarının şu anki doluluk oranlarına kadar pek çok konuyu sordum.
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: İstanbul'daki vaka sayıları son birkaç haftada yüzde 70-80 azaldı

Esra KAZANCIBAŞI ÖZTEKİN

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ile yaptığım özel röportajda, İstanbul’daki KOVID-19’la mücadele ve filyasyon çalışmalarından hastane ve yoğun bakım yataklarının şu anki doluluk oranlarına kadar pek çok konuyu sordum. Kalp krizi, zehirlenme, ani karın ağrısı, inme gibi acil durumlar için hastaların ve hasta yakınlarının ambulans çağırmakta ve acil servislere başvurmakta duydukları endişeyi anımsattım. Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, tüm ambulansların KOVID vakaları taşıdıktan sonra 30-45 dakika dezenfekte edildiğini belirtti. İşte, söyleşinin ayrıntıları:

“ŞU AN İSTANBUL’DA SALGIN TAMAMEN KONTROL ALTINDADIR”

“Mart ve nisan aylarında oldukça yüksek miktarda pozitif vakalarımız olmuştu. Bunu temmuz, ağustos ve eylül ayında minimalize etmiştik. Yaz döneminde İstanbul dışında olanlar eylül ayının sonuna doğru İstanbul’a dönmeye başladılar. Ayrıca havaların soğumasıyla birlikte kapalı alanlara da girilmeye başlandı. Biz herhalde farkındalık ve salgının ciddiyeti konusunda toplumu çok iyi aydınlatamadık. Ekimin ilk haftasından itibaren sayıların çok fazla olduğunu söylediğimiz halde çok uyum göstermediler. Ama özellikle ilk kısıtlamadan sonra bir farkındalık oluştu ve o kısıtlamanın etkisiyle toplum uyum göstermeye başladı. Kasım ayında ikinci kısıtlama da gelince biraz daha rahatladık.

Kasım ayının sonuna kadar pozitif vakalarda ciddi yükselişler oldu. Kasımın son haftası ise vakalar düşme eğilimine girdi ve bu durum aralığın ilk haftasında yatan hasta, ikinci haftada ise yoğun bakım hasta sayılarına yansımaya başladı. İstanbul, şu an eylüldeki oranlara hemen hemen yakın hale geldi. İstanbul’da 185 bin sağlık çalışanı müthiş bir özveriyle çalışıyor.

Şu an İstanbul!da salgın tamamen kontrol altındadır. Son iki-üç haftaya göre İstanbul’daki vaka sayılarının yüzde 70-80 azaldığını söylemek mümkün. Hem pozitif vakalarımızda hem yataklarımızda hem de yoğun bakımlarımızdaki düşüşler haftalık yüzde 20-30’a kadar çıkıyor. Bu, ölümlerimize de yansıdı. Ancak insanlar çabuk gevşedikleri için bunu çok dile getirmek de istemiyoruz. Çünkü bunu devam ettirebilmemiz önemlidir.

“EV İÇİ BULAŞLAR YÜZDE 20-30 ARTTI”

Ev içi bulaşlar kısıtlamalardan sonra yüzde 20-30 arttı. Dışarıdaki bulaş oranı azalınca bu sefer de ev içi bulaşlar artıyor. Dışarıdan eve gelindiğinde farkında olmadan evlerimizdeki yaşlımıza, teyzemize, annemize, çocuklarımıza, ailemize KOVID-19’u bulaştırma riskimiz var. Onun için eve geldikten sonra herkesin duşlarını alıp maskelerini takmaya mümkün olduğu kadar özen göstermesi son derece önemli.

“KORONA VAKALARININ YÜZDE 60’I DEVLET HASTANELERİNDE TEDAVİ EDİLDİ”

İstanbul’da 65 yaş üzerindeki insanların toplam nüfusa oranı yüzde 7’dir. Ama yoğun bakımlarda tedavileri sürdürülen hastaların yüzde 80’i 65 yaş üzeri. Bu büyük bir oran. Kalan yüzde 20’lik grupta ise 6 yaşındaki çocuk da, 25 yaşındaki delikanlı da, 45 yaşındaki insanımız da var.

KOVID’li hastalarımızın yüzde 60’ı kamu hastanelerinde tedavi edildi. Yüzde 30 civarı özel sektör hastanelerinde, yüzde 6’sı vakıf üniversitelerinde, yüzde 6 da kamu üniversitelerinde tedavi edildi.

“HASTANELERİ KADEME KADEME DEVREYE SOKTUK”

Salgının başından beri hep kademeli bir sistemle çalıştık. Esasında Sağlık Bakanlığımızın mayıs ayındaki resmi yazısına göre bütün hastaneler pandemi hastanesi haline getirilebilir. Biz hastaneleri kademelendirdik. Çünkü insanların normal sağlık talebi de var. Yani diğer hastalıklarla ilgili tedavi etme mükellefiyetimiz de var. Özellikle kanser ve acil hastalıkları hiç durdurmadık. İstanbul’da 58 tane devlet hastanemiz var. Bu hastaneleri seviyelendirdik. Örneğin Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi EAH, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları EAH, Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi EAH, Baltalimanı Metin Sabancı Kemik Hastalıkları EAH ile göz hastaneleri gibi dal hastanelerine KOVID hastası çok az yatırmaya çalıştık. Bunun haricinde iki bloklu hastanelerimiz var. Mesela Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik EAH ve onun ek binası gibi gözüken, 600 yataklı Başıbüyük’teki Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Hastanesi var. Marmara Pendik’i daha çok KOVID olmayanlar, Başıbüyük’teki hastaneyi de pandemi hastanesi olarak kabul ettik. Bunun haricinde Sancaktepe’deki Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’ni pandemi olarak; Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank EAH ile Çekmeköy’deki ek hizmet binasını da normal hastalarımıza hizmet vermesi için planladık. Ümraniye’deki Eğitim ve Araştırma Hastanemizde de iki bloğumuz var. Çocuk tarafını normal hastalar, diğer tarafını da pandemi hastanesi olarak planladık.

Avrupa yakasında ise Samatya’daki İstanbul EAH, eski Haseki EAH ile Sultangazi’deki binamızı pandemi olarak kullanmaya başladık. İki bloklu hastanemiz Gaziosmanpaşa’nın fizik tedavi bloklarını daha çok normal hastalarımız ve fizik tedavi hastaları için planlarken; Karayolları mahallesindeki blokları tamamen pandemi hastalarına ayırdık. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanemizi başlangıçta normal hastalara ayırmıştık ama vakalarımız arttıkça iki bloğunu pandemi hastalarına tahsis ettik. Bağcılar EAH ile Bakırköy Sadi Konuk EAH’nin ana binasını ilk başta diğer hastalara ayırmıştık. Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi de tamamen KOVID’lilere hizmet verdi. Özel sektörden de 100 yataktan 25 yatağını pandemiye ayırmalarını talep ettik. Bu hastanelerin çoğunu da yüzde 35-40’a kadar kullandık. Kamu üniversiteleri ve vakıf üniversiteleri de keza aynı şekilde.”

“YOĞUN BAKIMLARDAKİ DOLULUK ORANIMIZ YÜZDE 65”

Yoğun bakımlarda doluluk oranımız yüzde 65, normal servislerde yüzde 54. Bu rakamlar KOVID ile beraber diğer hastaların da olduğu doluluk oranlarıdır. Tam tersinden okursak; şu anda yoğun bakımlarımızın yüzde 35’i, yataklarımızın da yüzde 46’sı boştur. Dolayısıyla İstanbul rahatlıkla yönetilebilir durumdadır. İnsanlar tedirgin olmasınlar ama tedbirli olsunlar.

“HANE HALKININ KALABALIK OLDUĞU İLÇELERDE SIKINTIMIZ VAR”

Hane halkının kalabalık olduğu bölgelerde sıkıntımız var. Bunlar Esenyurt, Bağcılar, Güngören, Esenler, Sultanbeyli, Sultangazi gibi aile fertlerinin daha kalabalık olduğu ilçelerdir. Bir de Pendik’in özellikle kuzey tarafı yoğunlukların olduğu bölgelerdir. Ama şu anda bütün ilçelerimizde biraz rahatlama ve düşüş var. Genç nüfusun olduğu ve ev içi halkının fazla olduğu ilçelerimizde de önemlerle bunun daha da düşeceğini düşünüyorum.

“FİLYASYON EKİPLERİMİZ GÜNDE 20 BİN HANEYE GİTTİ”

İstanbul’da 1963 adet filyasyon ekibi var. Filyasyon ekiplerimiz günde 20 bin haneye, 40-45 bin kişiye gittiler. Sistemimiz şöyle çalışıyor; hastanede veya herhangi bir laboratuvarda testinizin sonucu pozitif onaylandığı anda, hangi ilçede oturuyorsanız oradaki İlçe Sağlık Müdürlüğü’ndeki filyasyon ekibine görev olarak düşüyor. Filyasyon ekibi hemen o pozitif vakaya telefon açıyor veya gidiyor. Bu ilk temas İstanbul için ortalama 6 saat içerisindedir. Çünkü sonuç gece çıktığı zaman buna sabah ulaşıyoruz. 9 saatte bütün filyasyonu yapıyoruz. Kişiye ulaştıktan sonra kiminle temas ettiğini soruyoruz. Ev içindeki kişileri temaslı olarak kaydediyoruz. Eğer kişi 48 saat içinde bir toplantıya gitmişse veya iş yerinde çalışmışsa o zaman nerede toplantı olduğunu ve kiminle 15 dakikadan fazla yüz yüze görüştüğünü soruyoruz. Eğer bir kişiyle maskesiz 15 dakikadan fazla bir toplantı yapmışsa veya yemek yemişse o kişinin de ismini alıyoruz. O kişi başka bir şehirde veya ilçede oturuyorsa oradaki ilçe veya il sağlık müdürlüğündeki filyasyon ekibine de görev olarak düşüyor. Böylece salgını lokalize yapıp erken aşamada tedaviye başlıyoruz.

“YAŞLI VE HASTALIĞI OLAN YAKIN TEMASLILARA DA İLAÇ VERİLİYOR”

Yakın temaslının belli bir hastalığı varsa ve belli bir yaşın üzerindeyse onlara da ilaç veriyoruz. Hatta sürüntü de alıyoruz. Semptom gelişen hastaları evden alıp ambulanslarımızla hastaneye taşıyoruz. 80 tane de mobil ambulansımız var.

“İSTANBUL’UN GÜNLÜK 200-300 BİN DOZ AŞI KAPASİTESİ VAR”

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu aşı uygulamasıyla ilgili herhalde bu hafta karar verecek. İstanbul için günlük 200-300 bin doz aşı kapasitemiz var. İstanbullular hiçbir tedirginlikleri yaşamasın. Yaklaşık 16 tane soğuk zincir depomuz var. 1400 noktamız var.

“KOVID VAKALARINI TAŞIYAN AMBULANSLAR DEZENFEKTE EDİLİYOR”

İstanbul’da 403 ambulans var. Yenidoğan ambulansları, uçak ambulanslar ise bu rakamın dışında. İstanbul’da amsulanslarımızla günde yaklaşık 4 bin civarında hastaya hizmet vermekteyiz. Tabi KOVID’in çok yoğun olduğu zamanlardan bahsediyoruz. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim ki, ambulanslarımız KOVID hastası taşındıktan sonra hemen dezenfekte ediliyor. Bu işlem 30-45 dakika sürüyor. Ambulanslardaki görevli personelde üstlerini değiştirdikten sonra yeni vakaya çıkıyor. Bu yüzden lütfen kimse tedirginlik duymasın. Yoğun dönemlerde bazen beklettiğimiz hastalarımızda oldu ama şu anda sayı yarı yarıya düşmüş durumda ve o yüzden rahatlıkla yönetilebiliyor.

ACİL SERVİSLERİN DURUMU

Bütün hastanelerimizin acil servislerinde KOVID vakaları için ayrı bir bölüm yapıldı. Acil servislerde normal hasta ile KOVID vakaları daha ilk girişten triyaj ekiplerimiz tarafından birbiriyle bulaş riski olmasın diye ayrılıyor.