Beyaz Perde 07.12.2017 22:27

​Fantastik Filmler Festivali 22 -24 Aralık'ta Beyoğlu Sineması'nda!

Fantastik Filmler Festivali, bu yıl ilk kez sinema severlerle buluşmaya hazırlanıyor.
​Fantastik Filmler Festivali 22 -24 Aralık'ta Beyoğlu Sineması'nda!

Fantastik Filmler Festivali, bu yıl ilk kez sinema severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Türkiye ve dünya sinemasından türünün en nitelikli ve ses getiren filmlerini programına alan festival 22-24 Aralık tarihleri arasında İstanbul Beyoğlu Sineması’nda gerçekleştirilecek.

Fantastik Filmler Festivali, türünün en yeni örneklerinden, sinema tarihine damga vurmuş kült filmlere uzanan ve özenle hazırlanan programıyla sinema severlerle buluşacak. 3 gün sürecek festivalde toplam 14 film gösteriminin yanı sıra, Türkiye Sineması’nın en başarılı yönetmenlerinden Onur Ünlü, BASKIN: KARABASAN ve HOUSEWIFE filmleriyle uluslararası festivallerde büyük ses getiren Can Evrenol ve ilk uzun metraj kurmacası KAYGI ile sinema severlerin beğenisini kazanan Ceylan Özgün Özçelik filmlerden önce ve sonra izleyicilerle söyleşi gerçekleştirecekler.

22 Aralık Cuma akşamı 21.30’da başlayacak festival, 24 Aralık Pazar akşamı 21.30’a kadar kesintisiz sürecek seanslarla devam edecek. Cuma ve Cumartesi geceleri, fantastik ve korku türünü sevenlerin gözdesi olan gece seanslarıyla da festival seyircisine gece yarısı çılgınlıkları yaşatacak.

PROGRAM

KAYGI (2017)

Yönetmen: Ceylan Özgün Özçelik

Süre: 94 dk.

Ceylan Özgün Özçelik’in dünya prömiyerini Berlinale’de gerçekleştiren psikolojik gerilim türündeki filmi Kaygı, South by Southwest Film Festivali’nde de öne çıkan kadın yönetmenlere verilen LUNA Gamechanger Ödülü‘ne layık görüldü. Algı Eke’nin başrol oynadığı filmde genç bir kadın olan Hasret, gerçekliği sorgularken, bu gerçeklik üzerinden yaşanılan toplumsal hafıza kaybının izlerini arıyor.

BASKIN: KARABASAN (2015)

Yönetmen: Can Evrenol

Süre: 82 dk.

Can Evrenol’un ilk uzun metraj kurmacası dünya prömiyerini Toronto Uluslararası Film Festivali’nin Gece Yarısı Çılgınlığı bölümünde yaptı. 5 polisin gece devriyesi sırasında gelen yardım çağrısı üzerine gittikleri terk edilmiş tarihi bir Osmanlı karakolunda başlarına gelenleri konu alan film, tam bir kabuslar silsilesi.

HOUSEWIFE (2017)

Yönetmen: Can Evrenol

Süre: 97 dk.

İlk uzun metraj kurmacası Baskın: Karabasan ile cehennemin kapılarını aralayan Can Evrenol, ikinci uzun metraj kurmacasında bizi Holly’nin kabuslarına sürüklüyor. Dünya prömiyerini Paris l’Etrange Film Festivali’nde gerçekleştiren filmin baş rollerinde Clémentine Poidatz ve David Sakurai yer alırken, özellikle Sakurai performansıyla seyircinin korkulu rüyası oluyor.

PRINCESS MONONOKE – PRENSES MONONOKE (1997)

Yönetmen: Hayao Miyazaki

Süre: 134 dk.

Studio Ghibli’nin sunduğu renkli ve etkileyici anime dünyasının kapılarını izleyicisine aralayan Princess Mononoke, 1500’lü yıllarda doğa üstü yaratıkların, doğayı katleden insanlara karşı başlattığı destansı mücadeleyi konu ediyor. Hayal gücünün derinliklerinde büyülü bir yolculuk vadeden film, köyüne saldıran kötücül bir tanrıyı öldürürken edindiği ve üzerinde taşıyacağı lanetli izi araştırmanın peşine düşen Ashitaka’nın bu yolculuk esnasında Princess Mononoke ile karşılaşmasını konu alır.

APRIL AND THE EXTRAORDINARY WORLD (2015)

Yönetmen: Christian Desmares, Franck Ekinci

Süre: 105 dk.

Türkiye’de ilk kez büyük perdede gösterilecek olan April and the Extraordinary World, 1940’lı yılların Fransa’sından izler taşıyor ve bir genç kız olan April’ın, bilim insanlarının esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasının ardından ebeveynlerini arayışını konu alıyor. Marion Cotillard ve Jean Rocherfort’un sesleriyle karakterlere hayat verdiği bu sıra dışı steampunk örneği, Fransız çizgi roman sanatçısı Jacques Tardi’nin aynı adlı eserinin leziz bir beyaz perde uyarlaması.

THE BRAND NEW TESTAMENT – YENİ AHİT (2015)

Yönetmen: Jaco Van Dormael

Süre: 114 dk.

Bay Hiçkimse (2009) ve 8. Gün (1996) gibi başarılı filmlere imza atan Belçikalı yönetmen Jaco Van Dormael’in Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Altın Küre adayı olan filmi Yeni Ahit, dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yaptı. Süresince, seyirciye farklı hazlar yaşatan ve insanlığın tarih boyunca kabul ettiği tüm değerleri alt üst eden bu dinlerüstü deneyim, modern bir başyapıt.

A GIRL WALKS HOME ALONE – GECE YARISI SOKAKTA TEK BAŞINA BİR KIZ (2014)

Yönetmen: Ana Lily Amirpour

Süre: 101 dk.

İran’ın ilk vampir filmi olarak lanse edilen Ana Lily Amirpour’un bu feminist draması, spaghetti western, çizgi roman ve korku türlerini İran Yeni Sineması’yla harmanlıyor. Film prömiyerini dünyanın en başarılı bağımsızlarının sahne aldığı Sundance Film Festivali’nde gerçekleştirdi.

SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ (2013)

Yönetmen: Onur Ünlü

Süre: 107 dk.

Muhteşem oyuncu kadrosuyla dikkat çeken filmde Onur Ünlü, her biri doğaüstü güçlere sahip kahramanların olağan, hatta sıkıcı gündelik hayatlarını ve sıradan dertlerini William Shakespeare’den esinlendiği bir kurmaca ile anlatıyor. Türkiye’de ilk kez İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ve festivalden en iyi film de dahil olmak üzere 4 ödül ile ayrılan yapıt, Türkiye sinemasının nev-i şahsına münhasır yönetmeni Onur Ünlü’nün kariyer zirvesi ve kayıtsız kalınamayacak bir kara film örneği.

GÜNEŞİN OĞLU (2008)

Yönetmen: Onur Ünlü

Süre: 89 dk.

Onur Ünlü’nün, sinemasının evrileceği yön ile ilgili ilk mesajları verdiği Güneşin Oğlu, yönetmenin kendi deyimiyle en fantastik filmi. Baş rollerini Haluk Bilginer, Özgü Namal, Bülent Emin Yarar, Hümeyra ve Köksal Engür’ün paylaştığı filmde, bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil’in, Güneş’in oğlu olduğunu öğrenmesinden sonra başından geçen fantastik olaylar anlatılırken Ünlü, seyirciyi bir kez daha etkileyici bir hikâyenin içine çekiyor.

LITTLE PRİNCE – KÜÇÜK PRENS (2015)

Yönetmen: Mark Osborne

Antoine de Saint-Exupery’nin 1942’de yayımlanan başyapıtı’ndan esinlenilerek beyaz perdeye uyarlanan filmde, küçük bir kız yeni taşındıkları mahallede iyi kalpli yaşlı bir pilot ile tanışır ve zamanla onun enteresan dünyasını keşfetmeye başlar. Yaşlı pilot, yeni arkadaşına her şeyin mümkün olduğu olağanüstü bir dünya anlatır. Küçük kız, Küçük Prens’in evrenine doğru büyülü bir yolculuğa çıkarken, filmin yönetmeni de meraklı seyirciye fantastik bir dünyanın kapılarını aralar. 

DREDD – YARDIÇ DREDD (2012)

1977'den bu yana İngiltere’de yayımlanan Yargıç Dredd çizgi roman serisine dayalı olan film, son yılların en etkileyici uyarlamalarından. Game of Thrones’un Cersei’si Lena Headley’nin yine kötücül bir karakteri oynadığı filmde, Amerika gelecekte radyokaktif bir çöplüğe dönmüş. Doğu sahil şeridinde 400 milyon insanın sürekli korku içinde yaşadığı dev bir şehir var: 1 Numaralı Mega şehir. Şehre düzen getirmeye çalışan yegâne kurum Yargıçlar. Bu Yargıçların en korkulanı ise, Dredd. 

MOON – AY (2009)

Yönetmen: Duncan Jones

Duncan Jones’un bu ilk uzun metrajı, ona En İyi İlk Yönetmen kategorisinde Bafta ödülünü getirmesinin yanısıra çeşitli uluslararası festivallerden de 26 ödül topladı. Filmde, bir Lunar Industries çalışanı olan astronot Sam Bell, 3 senedir Ay’da tek başına işlettiği enerji merkezinde Dünya’nın temel enerji kaynağını çıkarıp gezegenimize iletmekle görevlidir. Sam’in Dünya ile irtibatının kopması sonucu paranoyası artar ve yaşadığı halüsinasyonlar üzerine yaşamı darmadağın olur.

LO CHIAMAVANO JEEG ROBOT (2015)

Bari Uluslararası Film Festivali başta olmak üzere onlarca festivalde gösterilen ve toplamda 16 adet ödül toplayan Lo Cihamavango Jeeg Robot, Türkiye’de ilk kez büyük perdede. Bilim kurgu severlerin yakından takip ettiği İtalyan yönetmen Gabriele Mainetti’nin bu filmi aksiyon dolu bir fantastik sinema örneği. Bol süper kahramanlı Amerikan filmlerinden sıkılanlar için çölde bir vaha. 

ONLY LOVERS LEFT ALIVE – SADECE AŞIKLAR HAYATTA KALIR (2013)

Yönetmen: Jim Jarmusch

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmış ve Film Müziği kategorisinde ödül almış modern bir başyapıt. Vampir hikayelerinin geçmişten günümüze geçirdiği değişim göz önünde bulundurulduğunda Jim Jarmusch’un vampir temsili konusunda yenilikçi bir tavır sergilediğini, müzik ve edebiyatı iç içe geçirerek entelektüel anlamda da doygun ve bunun yanı sıra fantastik bir anlatı kurguladığını söylemek mümkün.