Vakıf Katılım web
Röportaj 19.06.2020 09:40 Güncelleme: 19.06.2020 11:00

Dünya standartlarının üstünde bir eğitim

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem: "Bugün bana Darüşşafaka'yı 3 kelimeyle anlatın deseniz size cevabım şu olur: Eğitimde Fırsat Eşitliği."
Dünya standartlarının üstünde bir eğitim

Gülay YÜCEL

Dünya standartlarının üstünde bir eğitim.. Bedensel, psikolojik, akademik her türlü gelişim konusunun düzenli kontrolü.. Uzmanlarca takip. Çocukları salt akademik değil, entegre dolu insanlar olarak hayata hazırlayan bir yaklaşım..  İngilizce'yi çok iyi konuşan, hatta 2. ve 3. dili öğrenim imkanı.. Yazılım, kodlama eğitimi.. En az bir müzik aletini yetenek çerçevesinde başarıyla çalan, bir sporu yapma alışkanlığı kazanan bireyler. Kısaca, Darüşşafaka Eğitim Kurumları.. 1863 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden Türkiye'nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu Darüşşafaka Cemiyeti.. Cemiyet Başkanı M. Tayfun Öktem, YeniBirlik okurları için eğitim kurumlarını anlattı.

Darüşşafaka, başarı çıtası daima yüksek bir kurum… Nedir farkı?

Bunun en önemli nedeni Darüşşafaka’nın sadece bir okul olmaması. Darüşşafaka Cemiyeti, 157 yıldır eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla faaliyet gösteren; tüm faaliyetlerinin temeline de çağdaş, akılcı, eşitlikçi bir eğitim modelini koyan bir kurum. Ama bunun yanında Darüşşafaka aynı zamanda bir sembol.

"DARÜŞŞAFAKALILIK BİR DURUŞTUR"

Ülkemizin ve çocuklarımızın aydınlık geleceğinin; yıllardan beridir süregelen dayanışma kültürünün, birlik ve beraberliğin aslında toplumları ne ölçüde dönüştürebileceğinin, eğitimin bu dönüşümde ne kadar güçlü bir araç olduğunun sembolüdür… O yüzden aslında Darüşşafaka’nın çıtayı en yükseğe koymaktan başka bir düşüncesi olamaz.

Bunun yanında Darüşşafakalılık aslında bir duruştur. Bizim tarihi yeşil kapımızdan geçerek, bu ‘şefkat yuvası’na adım atan her bir birey, hayatı boyunca bu duruşun gereklerini yerine getirmek için elinden geleni yapar. Ülkesi ve milletine faydalı, evrensel değerleri benimsemiş, sorgulayan, araştıran, hayatın önüne çıkardığın her zorluğa karşı yılmadan mücadele eden binlerce mezunuyla Darüşşafaka bu ülkenin de aslında en önemli hazinelerinden de biri.

Kökleri Osmanlı’ya kadar uzanan; 1863 yılında Padişah fermanıyla beş aydın Osmanlı genci tarafından kurulmuş Darüşşafaka, her daim ülkesine ve milletine faydalı, bu topraklara karşı sorumluluğunun bilincinde lider bireyler yetiştirmeyi ilke edinmiştir. 157 yıllık tarihi boyunca savaşlara, krizlere, afetlere rağmen, çıktığı bu zorlu yolda misyonundan hiçbir zaman uzaklaşmamış; ülkesi ve milletiyle kol kola büyük zorluklara göğüs germiş ve bugünlere ulaşmıştır. Her koşulda eğitimle hayatları değiştirmeye devam etmiştir.

Bugün bana Darüşşafaka’yı 3 kelimeyle anlatın deseniz size cevabım şu olur: Eğitimde Fırsat Eşitliği.

Bugün artık şunu net olarak görüyoruz. Dünyanın her yerinde kaliteli, eşitlikçi, çağdaş bir eğitim ancak ve ancak akademik ve sosyal unsurları bünyesinde barındırıyorsa mümkün olabiliyor…

"ÖĞRENCİLERİMİZ 2-3 DİL ÖĞRENİYOR"

Biz de Darüşşafaka’da pırıl pırıl çocuklarımıza bir yandan en üst düzey akademik eğitimleri vermeye çalışırken bir yandan da onların sosyal becerilerini güçlendirecek; güçlü yanlarını ortaya çıkaracak ve bunları daha da pekiştirecek bir metot uyguluyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrencilerimiz burada 2-3 dil öğreniyor; farklı sosyal kulüplerle ülkemizi defalarca yurt dışında temsil etme fırsatı yakalıyor.

Bundan sadece birkaç yıl önce yolu olmayan; suya, elektriğe erişimleri sınırlı bölgelerde yaşayan öğrencilerimiz, bugün Darüşşafaka ile ABD’ye gidip, okulumuzda geliştirdikleri robotlarıyla Amerika’nın en prestijli ödülüne sahip olabiliyor; NASA tarafından desteklenen okullara karşı ülkemizi temsil edebiliyor.

Aslına bakarsanız, Darüşşafaka bir okuldan çok daha fazlası… Bir yuva… Öğrencilerin tüm günlerini geçirdiği, 24 saat yaşayan, sürekli kendini geliştiren bir organizma.

Sizi de hayata Darüşşafaka hazırladı...

Evet ben de Darüşşafaka’nın bu ülkenin hizmetine sunduğu mezunlardan birisiyim. Bu da aslında benim hayattaki en büyük gururum. Bugüne kadar çok önemli görevlerde bulundum. Çok önemli uluslararası şirketlerde önemli sorumluluklar üstlendim. Ama inanın, Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı olarak görev yapmak tüm bu sorumluluklar içinde beni manevi olarak en fazla tatmin edeni; bana en çok gurur verenidir diyebilirim.

Mezuniyetimden tam 37 yıl sonra, bu kurumda Başkanlık görevini üstlenme şansına sahip oldum. Umarım görev süremde de bu yüce kuruma karşı olan borcumu az da olsa geri ödeme fırsatı bulurum. Çünkü bu borcu tamamen ödememiz zaten mümkün değil.

Tüm yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte, Darüşşafaka’nın itibarına bir toz bile konmamasını sağlamak en büyük önceliğimiz.

10 BİNE YAKIN MEZUN

Hayata dezavantajlı başlayan çocuklardan, fark yaratan gençlere...  Kimlerden söz edebiliriz?

Darüşşafaka bugüne kadar neredeyse 10 bine yakın mezun vermiş. Bunların arasında siyasetten, sanata, iş dünyasından spora kadar çok farklı alanlarda kariyer yapmış; büyük başarılar elde etmiş isimler var.

Aslında mesleklerden ziyade, Darüşşafaka size kimliğinizi kazandıran bir kurum. Küçük yaşlarda benzer hayat deneyimlerine sahip olmuş, tabir-i caizse hayata 1-0 geride başlamış öğrencilerin birbirlerine tutunduğu, birbirlerine kenetlendiği ve bu yolla da aslında hayatın zorluklarına kafa tuttuğu bir yer. Bu açıdan da ben Darüşşafaka’yı sadece bir okul olarak değerlendirmiyorum. Burası gerçek anlamıyla bir yuva.

Bu yıl da yeni öğrenciler Darüşşafaka'dan içeri adım atacak…

Evet tabii çok heyecanlıyız… Biliyorsunuz, Darüşşafaka olarak her yıl açtığımız bir sınavımız var. Öğrenci alımları da bu sınava göre yapılıyor. Tabii bu sınava katılım için de bazı koşullarımız var. Bu sınava, Türkiye’nin her ilinden annesini ya da babasını kaybetmiş, maddi durumu yetersiz, 4’üncü sınıf öğrencilerimiz katılabiliyor. Sınavımızda başarılı olan öğrencilerimizin maddi durum kontrollerini gerçekleştiriyor; yönetim kurulu üyelerimizle birlikte onları evlerinde ziyaret ediyor ve kendilerini sağlık kontrollerinden geçiriyoruz. Tüm bunların sonunda her yıl yaklaşık 120 yeni öğrenci bu ‘Şefkat Yuvası’ndan içeri adımlarını atıyor; 5’inci sınıftan lise sona kadar 8 yıl boyunca Darüşşafaka’da bir kolej eğitim alıyor.

Darüşşafaka olarak bizim misyonumuz ‘eğitimde fırsat eşitliği’. Ve bu fırsat eşitliği aslında ilk olarak bu sınav sürecinde başlıyor. Bu yüzden diyoruz ki biz bu sınava katılımı ne kadar artırırsak, öğrencilerimize de o kadar büyük bir fırsat eşitliği sunmuş oluruz.

Her ilden başvuru olabilecek mi? Hangi şehirlerde sınav düzenlenecek?

Bu yılki sınavımızı da 28 Haziran 2020 Pazar günü saat 11:00’de 24 ilimizde gerçekleştireceğiz. Sınav merkezlerimiz Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karabük, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da. Ama sınava Türkiye’nin her ilinden başvuru kabul ediyoruz. Bu 24 il dışından sınava katılacak öğrenciler ve velilerinin ulaşım masraflarını karşılayamaması ve bu bedeli bizden talep etmeleri durumunda, bu kişilerin en yakın sınav merkezine gelmek için yapacakları ulaşım masraflarını biz Darüşşafaka olarak karşılıyoruz.

İŞLENEBİLİR TEMEL ZEKÂ

Sınavların özelliği nedir? Ne önemli olmalı çocuklar açısından?

Sınavımız iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde genel bilgi düzeyinde Türkçe-Matematik soruları, ikinci bölümde ise öğrencilerin algılaması ve yorumlanmasını ölçmek için genel yetenek soruları var. Yani burada amaç sadece bilgiyi ölçmek değil, çocuğun öğrenme becerisine de bakıyoruz. Bizim için önemli olan çocuğun işlenebilir temel zekâsı. Bu sınavla öğrencilerimizin aslında öğrenme becerilerini ölçüyoruz.

Bunun yanında yerel şartlardan dolayı özellikle bazı bölgelerden gelen çocuklarımızda bilgi eksikliği olabiliyor. Gelenlerin içerisinde bazen Türkçeyi zor konuşanlar oluyor. Çocuğa baktığınızda gözleri pırıl pırıl, ışık saçıyor. O bilgi eksikliğini burada verdiğimiz eğitimle kapatıp, onun üzerine İngilizce, Fransızca öğretiyoruz. Onları hızla adapte edip, arkadaşlarıyla aynı seviyeye getiriyoruz.

DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ

Darüşşafaka Cemiyeti, aynı zamanda Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu. 1863 yılından bu yana da sadece bağışlarla ayakta kalan bir kurum.

Bizim her yıl okulumuzda okuyan, annesini ya da babasını kaybetmiş, maddi durumu yetersiz 1.000’e yakın öğrencimiz var. Ve biz onları 4’üncü sınıfın sonunda Darüşşafaka’ya alırken, onlara 8 yıl boyunca ücretsiz eğitim sunacağımızın garantisini veriyoruz. Dolayısıyla bizde her yıl başında, tabir-i caizse taksimetre yeniden çalışmaya başlıyor. Bu yüzden bu desteklerin sürdürülebilir olması bizim gibi kurumlar için son derece önemli.

Bunun için Darüşşafaka’nın geleceğini garanti altına alacak; çocuklarımızın eğitiminin, kurumumuzun fırsat eşitliği ilkesinin sürdürülebilirliğini sağlayacak düzenli bağışçılık sistemini de mümkün olduğunca yaymak bizim için en büyük önceliklerden bir tanesi.

Tabii bu kapsamda Türkiye’nin önde gelen kurumları da büyük fedakârlıklarla Darüşşafaka’ya destek veriyor. Onlara da çocuklarımız adına minnettarız. Burada özellikle en büyük kurumsal destekçimiz olan Türkiye İş Bankası ile gerçekleştirdiğimiz ve 12’nci yılı geride bıraktığımız “81 İlden 81 Öğrenci” projesinin, özel sektör – STK iş birliğinin en özel projelerinden biri olarak ülkemiz için örnek bir model oluşturduğunu düşünüyoruz. Umuyoruz ki sadece Darüşşafaka için değil tüm sivil toplum camiası için bu gibi örnekler çoğalır; ülkemizdeki bağışçılık ve dayanışma kültürüne, ülkemizin toplumsal kalkınmasına büyük katkılar sağlanır.

Bunun yanında Darüşşafaka Cemiyeti’ne ürün, hizmet, gayrimenkul, menkul, vasiyet bağışı yapılabileceği gibi, tüm bağış kampanyalarımızı nakdi olarak desteklemek mümkün. Bağışçılarımız diledikleri miktarda bağış yapabiliyorlar. Bizim için önemli olan, çocuklarımızın aydınlık geleceğine ışık tutmaları; bu yolda bizim hassasiyetimizi, sorumluluğumuzu paylaşmaları. Bu kapsamda inanın bizlere her ay 5 TL de bağış yapan var, 5 bin TL de…

Bu anlamda da aslında herkese önemli bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Bilsinler ki Darüşşafaka’ya destek vermek aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğine destek vermektir. Bilsinler ki Darüşşafaka’ya yapacakları her türlü katkı, maddi büyüklüğü fark etmeksizin, çocuklarımızın eğitimi ve aydınlık geleceği için harcanacaktır.

Bizim için önemli olan hamiyetperver milletimizden aldığımızı, ülkemizin toplumsal kalkınması için; yavrularımızın daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için doğru şekilde kullanmak. Tek bir kuruşun bile bu amaç dışında kullanılmadığından emin olmak.

Çünkü bizim aldığımız bağışlar hayatları değiştiriyor. Bunun farkındayız ve bu bize çok özel bir sorumluluk yüklüyor.

Biz bu kapsamda, ‘Şeffaflık’, ‘hesap verebilirlik’ ve ‘sürdürülebilirlik’ ilkeleri doğrultusunda, 2013 yılında Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları arasında bir ilke imza attık ve Darüşşafaka Cemiyeti olarak bağımsız şekilde kendimizi kurumsal yönetim derecelendirme çalışmasına tabi tutturduk.

Ve ilk olarak 2013 yılında 8,4 olan notumuzu bu yıl itibarıyla 9,63'e yükselttik. Bugün Türkiye’de en yüksek nota sahip STK olsak da bununla yetinmiyoruz. Bu notu daha da yukarı çekmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Şeyhmus Aca:

Darüşşafaka Lisesi’nden bu yıl mezun olan Şeyhmus Aca, Darüşşafaka’ya Mardin’den geldi. İki ağabeyi var. İkisi de okuyamamış. Darüşşafaka Sınavı’nı kazandığında annesi onu İstanbul’a yatılı bir okula göndermeyi istememiş. Bunu üzerine ilkokul öğretmeni devreye girmiş ama anneyi ikna edememiş. Ardından okul müdürü annesiyle görüşmüş ama anne en küçük çocuğundan ayrılmak istemediğini söylemiş. Derken, kaymakam, vali, jandarma komutanı, kısaca o dönemin tüm mülki idaresi Şeyhmus’un Darüşşafaka’ya gidebilmesi için evinde toplanarak, anneyi ikna etmişler.

Şeyhmus, dokuz yılını geçirdiği Darüşşafaka’yı şöyle tanımlıyor: “Darüşşafaka benim için çağın ilerisinde olmak, vizyon sahibi olmak demek... Ben Mardinliyim. Darüşşafaka sayesinde ülkemi temsil etme şansını yakaladım. Ben robot takımındaydım, robot inşa edip, uluslararası yarışmalarda ülkemi temsil ettim. Mardin’da kalsaydım, belki harita üzerinde ABD’yi gösteremezken, yedi kez ABD’ye yarışmaya gittim. Çin’de başka ülkelerden gelen öğrencilere robot eğitimi verdim. Daçka bana büyük vizyon kattı, İşte Daçka bu.”

Hayat hikayesiyle Gazeteci Tuluhan Tekelioğlu’nun 19 Mayıs’ın 100. yılına ithaf ettiği “Güç Sensin” adlı belgeselde de yer alan Şeyhmus Aca,  2019 yılında Darüşşafaka Lisesi’nden mezun oldu ve tam burslu olarak Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği’ne  girdi.

Ayşe Candayan: Ayşe 2008 yılında, Darüşşafaka Lisesinde okurken Amerikan Dış İşleri Bakanlığı’nın organize ettiği çok prestijli bir gençlik programı olan Benjamin Franklin Transatlantic Fellows programına gitmeye hak kazandı ve bu programda Türkiye’yi temsil eden ilk grubun bir parçası oldu.

Bilimle, özellikle biyolojiyle henüz lisedeyken çok ilgiliydi. 2009 yılında Darüşşafaka’dan mezun oldu ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü kazandı. Lisans ve yüksek lisans hayatı boyunca Darüşşafaka’nın sağladığı bursla ve Darüşşafakalı ağabey ve ablalarının destekleriyle çok önemli bilimsel çalışmaların parçası oldu. 2012 yılında Londra’da Royal National Ortopaedic Hospital UCL’de kemik kanseri alanında, 2014’te Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de gelişimsel biyoloji alanında, 2015’te Boston’da Harvard Medical School’da karaciğer metabolizması alanında ve 2016’da Belçika’da Antwerp Universiteit VIB Center for Molecular Neurology’de moleküler nörogenetik alanında çalışmalar yaptı. Ayşe şu anda Boğaziçi Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamak üzere.