Güncel - Yaşam 18.11.2017 14:33 Güncelleme: 18.11.2017 15:49

'Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına ilk defa bir hanımefendi atandı'

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak." dedi.
'Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına ilk defa bir hanımefendi atandı'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Diyanet İşleri Başkanımız, hep birlikte yapılan istişareler sonucunda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. Vekaleten atama kararını imzaladık. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak." dedi.

Şırnak'ta temaslarını sürdüren Bozdağ, beraberinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile bir otelde düzenlenen, "Din Görevlileri ile Buluşma Toplantısı"na katıldı.

Bozdağ, toplantıda yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değinerek, Afganistan'da 1990'lı yılların başından beri insanların birbirlerini öldürdüğünü, Irak'ın 2003'ten beri yaklaşık 3 milyon Iraklıya mezar olduğunu, Suriye'de 700 bin Suriyelinin öldürüldüğünü, 3 milyon 200 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini, 10 milyon Suriyelinin yerinden yurdundan edildiğini söyledi.

"Bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar sizlersiniz"

Türkiye'de milletin dini inançlarının güçlü olduğunu vurgulan Bozdağ, çocukları istismar etmek için yaklaşanların bu zayıf noktaları görüp, oradan nüfuz ederek çocukları ve dine olan hassasiyeti istismar edip bambaşka bir noktaya doğru evirmeye çalıştığını söyledi.

Bozdağ, "Bir gün sonra oğlunuzu, kızınızı siz tanımaz hale geliyorsunuz. Onun için de FETÖ, DEAŞ ve PKK terör örgütü gibi bütün terör örgütlerine karşı bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar işte sizlersiniz. Peygamber efendimizin ve Kur'an'ın mesajını doğru iletecek olanlar ancak sizlersiniz. 'Bana ne' deme hakkımız yok. Eğer birisi diyorsa o zaman taşıdığı sorumluluğun farkında değil demektir." diye konuştu.

Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz darbesini yapan askerlerden bazıları Türksat uydusunu ele geçirmeye gittiğinde orada iki görevliyi şehit ediyorlar, sonra da su istiyorlar. Besmele ile üç nefeste su içiyorlar. Bunun üzerine orada görevliler, 'Biraz önce 2 arkadaşımızı gözününü kırpmadan öldürdünüz ama şimdi oturmuş besmele ile su içiyorsunuz' deyince onlar, 'Biz onlara iyilik yaptık, onlar şehit oldular, şimdi cennetteler. Ben de şehadet şerbeti içtim geldim, ben de ölsem ben de şehit olacaktım' diyor. Yakalanan DEAŞ'lı teröristler de aynı şeyi söylüyorlar. Siz okullara, yollara, duraklara, alışveriş merkezlerinde canlı bomba olarak kendinizi patlatıyorsunuz, bombalar atıyorsunuz. Bunun dinde yeri var mı diye sorunca diyorlar ki, 'Onlar masum, ölenlerin hepsi şehit, cennete gittiler biz onlara iyilik yaptık. Dünyanın zahmetine, sıkıntısına katlanmadılar' diyor. Sen kendin de ölüyorsun deyince de, 'Ölünce ben de cennete gideceğim' diyor. Beyinlerini öyle yıkamışlar ki, Allah'ın rızasının herkesi öldürerek kazanılacağını zanneden bir ahmak güruh ortaya çıkmıştır."

"Dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar devşirmeye çalışıyorlar"

"FETÖ'nün zihniyeti ile DEAŞ'ın zihniyeti aynıdır. PKK'nın zihniyeti de aynı şekilde bunların zihniyeti ile örtüşüyor. İlle de dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar, cellatlar devşirmeye çalışıyorlar." ifadelerini kullanan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şeytan onları ayakta alkışlıyor"

Terör örgütlerinin dini istismar etmeye çalıştığını vurgulayan Bozdağ, "Bu DEAŞ, FETÖ ve PKK ile El-Kaide terör örgütleri insanların İslam'a ve Müslümanlara olan muhabbetini artırıyor mu, azaltıyor mu? Kur'an'a ve peygamberimiz Hz. Muhammed'e olan sevgimizi, saygımızı artırıyor mu, azaltıyor mu? İslam'a ve Müslümanlara Müslüman olmayanların kin ve nefretini çoğaltıyor mu, azaltıyor mu? Müslümanların dahi İslam'dan soğumasına, Müslüman'dan uzaklaşmasına yol açıyor mu açmıyor mu? Peki bundan kim kazançlı çıkıyor? Bu yapılanlardan kim memnun? Ben eminim ki Allah'ın emrine isyan eden şeytan onları ayakta alkışlıyor. Çünkü bütün şeytanlar bir araya gelse ancak böyle organizasyon ortaya koyarlar." şeklinde konuştu.

 "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler"

Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz ve bütün etnik kökenden vatandaşların yıllar yılı, binlerce yıl bir arada, kardeşçe yaşadığını dile getiren Bozdağ, "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler. Türk'ü Kürt'ün karşısına Kürt'ü de Türk'ün karşısına dikmeyi başaramadılar. Kardeşlik hukukumuzu, sevgimizi saygımızı bombalarıyla yok edemediler. İnşallah kıyamete kadar da başaramayacaklar." dedi.

"Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına ilk defa bir hanımefendi atandı"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Diyanet İşleri Başkanımız, hep birlikte yapılan istişareler sonucunda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. Vekaleten atama kararını imzaladık. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak." dedi.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının "Diyanet Akademisi" adı altında yeni bir akademi kurulmasını planladığını, bununla ilgili hazırlıkların sürdüğünü söyledi.

"Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Diyanet Akademisi' adı altında yeni bir akademi kurmayı planlamaktadır. Bu akademi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapacak personelin bir kısmının adaylık eğitimini yapacak, diğer bir kısmının da meslek içi ve öncesi eğitim ve öğretimini yapacaktır." ifadelerini kullanan Bozdağ, şöyle konuştu:

"(Diyanet Akademisi) Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ve Diyanet Eğitim Merkezleri olarak iki bölümden oluşacak. Dini Yüksek İhtisas Merkezleri, müftülerin, vaizlerin ve özel ihtisas gerektirenlerin eğitim ve öğretimini yapacak. Diyanet Eğitim Merkezleri, imam hatip, Kur'an kursu öğreticisi ve müezzin-kayyımların adaylık ve meslek içi eğitimlerini yapacak. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra belli bir süre buralarda eğitim ve öğretim almayanlar, doğrudan imam hatip kadrolarına, Kur'an kursu öğreticisi kadrolarına, müezzin-kayyım, vaiz ve müftü kadrolarına atanamayacaklardır."

"İnşallah 2018'de bu tarihi adımı atmayı planlıyoruz"

Önce "müftü adayı", "vaiz adayı", "imam hatip adayı", "müezzin-kayyım adayı" olarak atama yapılacağına işaret eden Bozdağ, eğitimler tamamlandıktan sonra da bu görevlere asaleten atama yapılacağını kaydetti.

Bozdağ, bundaki amacın dini eğitim ve öğretimin okullarda yapılan kısmının üzerine Diyanet İşleri Başkalığı personelinin arazideki görevine uygun bilgi birikimini bu görevi yapacak insanlara aktarmak olduğunu vurguladı.

"Sınav ilanına çıkıyoruz"

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip, müezzin kayyım ve Kur'an kursu öğreticisi konusundaki önemli açığın giderilmesi için Maliye Bakanlığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştüklerini dile getiren Bozdağ, "Önümüzdeki günlerde imam hatip, Kur'an kursu öğreticisi ve müezzin-kayyım alım sınavı ilanına çıkıyoruz. Rakamları şimdilik açıklamıyorum, inşallah bu ayın sonuna doğru açıklayacağız ve boş olan kadroları dolduracak önemli bir adımı atacağımızı buradan bütün Türkiye kamuoyuna duyurmak istiyorum." diye konuştu.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başanlığının kadınlar konusunda da bundan sonraki dönemde daha aktif görevler üstleneceğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Diyanet İşleri Başkanımız, hep birlikte yapılan istişareler sonucunda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. Vekaleten atama kararını imzaladık. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak. Ayrıca, bütün illerde il müftü yardımcılarından en az bir tanesi bundan sonra kadın olacaktır. Büyükşehirlerde belki daha fazla ama bütün illerde bir tane de kadın müftü yardımcısı atamasını gerçekleştireceğiz. Kadın vaizlerin sayısını da artıracağız, Kur'an kursu öğreticilerinin sayısını da artıracağız."