Kültür Sanat 27.11.2021 08:36

ÇAMUR: AŞK İLE YOĞRULANIN IŞIKLA BULUŞMASI

Usta seramik sanatçısı Mara Gülerşen, pandemi döneminde yarattığı yeni koleksiyonu Haz'a dair bir sergi planladı: "Çamur: Aşk ile yoğrulanın ışıkla buluşması"Beyoğlu/Galata'daki Galeri Bu'da gerçekleşecek olan sergi iki hafta boyunca açık olacak ve her hafta çarşambadan pazartesi gününe kadar ziyaret edilebilecek. Serginin ilk haftası 24-29 Kasım 2021, ikinci haftası ise 1-5 Aralık 2021 tarihleri olarak belirlendi.
ÇAMUR: AŞK İLE YOĞRULANIN IŞIKLA BULUŞMASI

Seramik sanatçısı Mara Gülerşen’in ‘Limited Edition’ özel bir seri olarak ürettiği Haz koleksiyonu, “Çamur: Aşk ile yoğrulanın ışıkla buluşması” sergisiyle herkesle buluşacak. Sanatçının Naked Raku, Raku ve Sagar tekniği ile ürettiği bu özel koleksiyonda, lambader, abajur ve sehpa gibi birbirini tamamlayan parçalar yer alıyor.

Şahkulu, Serdar-ı Ekrem Sok. No:11, Beyoğlu/Galata/İstanbul adresinde Galeri Bu ziyaret edebileceğiniz sergimizde koleksiyonun tüm parçaları izlenebilir.

Seramik sanatçısı Mara Gülerşen, pandemi öncesinde yeni koleksiyonuna başlarken aslında hepimiz bizi neyin beklediğini bilmediğimiz bir süreçteyken yaratmış Haz koleksiyonunu. Sonrasında belki de hepimiz için karanlıktan aydınlığa giden bir süreç başladı.

Süreci aynalayan, anlatan her eşiğinde yeni bir aydınlatmayla şekillendi Haz Koleksiyonu.

Yaşanılan her bir eşiği sembolize eden 35 aydınlatma, ailece kenetlenip yaşadığımız günlerin izlerini taşıyor.

“Hiç beklentisiz; öncesinde düşünülmeden, nereye gittiğini hiç bilmeden ancak; hissedilerek, minik minik şekillenen, doğan, doğdukça ışık veren evreler... Soyut hallerden somut hallere dönüşenler… Topraktan ışığa göç edenler ve bu süreçte evrilenler; aydınlatmalar!” sözleriyle yeni koleksiyonunu ifade eden sanatçının Naked Raku, Raku ve Sagar tekniği ile ürettiği bu özel koleksiyonda; lambader, abajur, sehpa gibi birbirini tamamlayan ürünler yer alıyor.

Haz’ın hikayesi

Koleksiyonun isminin hikayesini Mara Gülerşen anlatıyor:

“Koleksiyona bir isim ararken, her gün peşinden heyecanla kovaladığım mucizeler, ışık huzmeleri çıktı karşıma. Gerek bulutların arasından süzülenler gerek evimi her gün ziyaret eden renkli halleri. Sanki evrenin göz kırpışlarıydı bu güzellikler. Hiç beklentisiz, öncesinde düşünülmeden, nereye gittiğini hiç bilmeden ancak hissedilerek, minik minik şekillenen, doğan, doğdukça ışık veren evreler...

Yaşanılan her bir eşiği sembolize eden 35 lamba karanlıktan ışığa doğru bir yolculuktu sanki… Ailece kenetlenip, birlikte yaşadığımız ve her bir anımızı simgeleyen lamba…

Çok özel tekniklerle tasarlanıp yaratılan her bir lamba eşsiz, doğal halleriyle... Tam da oldukları gibi…

Gireceği her eve “ışık” getireceği inancıyla gelen bir paylaşma dürtüsü.

Işık ve huzmenin çeşitli dillerdeki karşılığını araştırmaya başladık. Hem Türkçe hem İspanyolca’da tam karşılığını bulduk: HAZ. Ne güzel bir kelimeydi… Mara ile de tamamlanınca beni ve bu koleksiyonun sürecini anlatıyordu. Ma – Güneş Tanrıçası. Ra – Ay Tanrıçası.

 Onlar küre

Onlar iç dünyamız

Onlar sessiz kelimeler

Onlar tohum

Onlar umut

Onlar topraktan ışığa evrilenler, göç edenler, yolcular…

Onlar hamdılar, piştiler, yandılar… Işıkla buluştular.

Onlar Ma ve Ra’nın buluştuğu anlar...”