Vakıf Katılım web
Kültür Sanat Kaynak: (İHA) 06.07.2017 13:21 Güncelleme: 06.07.2017 13:26

Bu müzeyi gezen şifa buluyor

Amasya'da bulunan Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesine gelen ziyaretçiler, günümüzden 700 yıl önce hastalara burçlarına göre uygulanan terapi etkisindeki müzikten dinleyip adeta şifa buluyor. İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han'ın 1308 yılında inşa ettirdiği, İlhanlılar, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hastaların tedavisinin yapıldığı Bimarhane'nin 2011 yılında Amasya Belediyesi tarafından restore edilerek Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesine dönüştürülmesi sonrası ünlü hekim Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı tıp tekniklerini anlatan balmumu heykeller, kullandığı tıp aletleri ve enstrümanlar müzeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor...
Bu müzeyi gezen şifa buluyor
Amasya’da bulunan Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesine gelen ziyaretçiler, günümüzden 700 yıl önce hastalara burçlarına göre uygulanan terapi etkisindeki müzikten dinleyip adeta şifa buluyor.

İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han’ın 1308 yılında inşa ettirdiği, İlhanlılar, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hastaların tedavisinin yapıldığı Bimarhane’nin 2011 yılında Amasya Belediyesi tarafından restore edilerek Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesine dönüştürülmesi sonrası ünlü hekim Sabuncuoğlu Şerefeddin’in kullandığı tıp tekniklerini anlatan balmumu heykeller, kullandığı tıp aletleri ve enstrümanlar müzeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Çıktığı Karadeniz Bölgesi turunda uğradığı Amasya’daki bu müzede ten rengine ve burçlara göre makam tedavisinin uygulandığı bölümde burcu başak için seçtiği makamın birebir hislerine tercüman olduğunu vurgulayıp çok etkilendiğini belirten Mustafa Serdar Aldemir, “Müzik çok hoş. Seçtiğim ‘zengüle’ makamı her şeyiyle tam beni anlatıyor. Bugüne kadar evliliğim dahil yaptığı her şey burada yazılı” dedi.

"TEN RENGİNE GÖRE, BURÇLARINA GÖRE MÜZİKLER, MAKAMLAR OLUŞTURULUYOR"

Hazırlığını yaptığı romanında Bimarhane’yi de konu edineceğini anlatan yazar Esra Cesar da Ortaçağ’da Avrupa’da akıl hastalarının farklı eziyetlere tabi tutulduğunu anımsatarak, “Burada akıl hastalılarının müzikle ve su sesiyle tedavi edildiğini görüyoruz. Ten rengine göre, burçlarına göre müzikler, makamlar oluşturuluyor. Günümüzde bile ilaçlarla uyuşturulmaya çalışılar akıl hastaları o dönemde onlar için tutulmuş müzisyenlerle tedavi edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.

Müzenin Avrupa ve Anadolu topraklarında akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği ilk ana merkez olduğuna dikkat çeken müze görevlisi Ülkü Zuhal Gürsoy, binanın ön yüzündeki işlenen taşlarda görülen yonca ve palmet motiflerinin de bu yapının bir ‘Darüşşifa’ yani hastane olduğunu temsil ettiğini söyledi.

Fatih Sultan Mehmet Han döneminin ünlü hekimi Sabuncuoğlu Şerefeddin’in hayvanlar üzerinde şifalı bitkileri kullanarak yaptığı deneylerde olumlu sonuçlar alması sonrası ilaçları önce kendi üzerinde denediğini ve bunları ‘Mücerrebname’ adlı eserinde sunduğunu hatırlatan Gürsoy, keşfettiği 172 adet cerrahi alet ile kullanılan enstrümanların müzeye gelenlerin ilgisini çektiğini kaydetti.