Röportaj 11.09.2017 03:00 Güncelleme: 16.09.2017 01:28

"Beşiktaş'a adadım kendimi"

"En büyük hayalim Beşiktaş'a başkan olmaktı. Çok istediğim bir şeydi. Bunu başardım, takdir gördüğümü düşündükçe ve çocuklarımın da benimle gurur duyduğunu düşündükçe çok hoşuma gidiyor. Benim babam yönetici, senin baban da başkandı. Yani hayatımız boyunca.. Onların vermiş olduğu gururu ömrümüz boyunca yaşadık, yaşıyoruz. Benim de çocuklarıma verebileceğim en önemli şeyin bu olduğunu düşünüyorum açıkçası."
"Beşiktaş'a adadım kendimi"

Aslı ÜSTÜNKAYA

Fikret Orman, “En büyük hayali”ni ve başarmanın mutluluğunu bu sözlerle dile getiriyor. Sohbetimiz biraz daha özel boyutta devam ediyor.

Fikret Orman’a göre Fikret Orman nasıl biridir?

Beşiktaş’a çok adadım kendimi. Hayatımın büyük bir bölümü Beşiktaş oldu. Çok sabırlıyım, tipik bir Karadenizliyim. Çok hızlı sinirlenebiliyorum. Saman alevi gibi, sonra geçer ama, sabırlıyımdır. Çünkü çok zor bir adamla çalıştım. Babam, çok zor bir adamdı. Ona sabretmekle, sabrın ne olduğunu öğrenmişimdir yani. Çocuklarıma çok düşkünümdür. Kızımın biri üniversiteyi bitirdi, Londra’da masterını yapıyor, küçük kızımda Koç Üniversitesi’nde psikoloji okuyor.

Hayatta kulağıma küpe oldu, dediğiniz bir olay var mı? Bir gün birilerine sizin de söyleyeceğiniz ne olabilir?

Çok şey olur, bir tane olmaz. Çünkü hayat hergün tecrübe edinilen şey. Dünyadaki en pahalı şey tecrübedir. Tek birşey söylemek zor ama.. Tek bir şey şu an aklıma gelmiyor.

Hayata yeni atılan Fikret Orman ile bugün karşılaşsanız ona ne söylerdiniz?

İnsanların yapmış olduğu hatalar oluyor, doğru şeylerde oluyor. Hayatımda insanlarla paylaşmak istemediğim bir sürü şey var. Bunları yapmamasını söyleyebilirim. Ama genel itibariyle kendimden mutluyum yani.

Fikret Orman’ın süper güçleri olsa ne isterdi?

Şampiyonlar Ligi Kupası... 600-700 milyon Euro gelir getiren Beşiktaş isterdim. Çok enteresan birşey var; o kadar Beşiktaş’a kendimi adadım ki, bütün kişisel yaratmak istediğim şeyler işlerimle alakalı. Maddi şeylerden daha fazla şeye dönüşmüş vaziyette.

 Sosyal medya ile aranız nasıl? Vakit ayırabiliyor musunuz? 

Bir tek hesabım var başka yok. Instagram hesabım var. Eskiden kapalıydı şimdi açtık. Çok böyle esasında sosyal medyayı kullanan birisi değilim. Hatta elektroniği çok fazla kullanmasını sevmem. Hesap makinesi bile kullanmam yani. Çoğu zaman elimle çarparım falan. Onun içinde çok öyle şey değilim ama Instagram’ı seviyorum. Kişilerle iletişim kurmayı seviyorum. Oradan bazı zaman taraftarın beklentileri nedir onu öğreniyorum. Bazı zaman kızıyorum çünkü hep bilmeden yorum yapıyorlar ama iyidir benim Beşiktaşlılarla,  spor camiasıyla aram. Taraftar çok seviyor beni, ben de onları çok seviyorum. Sadece Beşiktaş taraftarıyla değil Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzon bütün taraftarlarla iyidir aram, bütün kulüplerin taraftarlarıyla iyidir. İnsanlar tarafından sevilmek güzel birşey. İnsanı besleyen birşey.

Sizin pozisyonunuzda bulunan insanlara bakış biraz daha farklı olur.  Merak, kıskançlık vb. Özellikle polemiğe girmeye çalışır insanlar prim yapabilmek adına..

Esasında çok, böyle, kulüp siyaseti açısından kimseyle polemiğe girmemeye çalışıyorum. Camiaları zedelememeye çalışıyorum tabiki, ama bize karşı bir saldırı olunca da kendi camiamızı korumak açısından, bazı zaman şey oluyor. Ama genel itibariyle insanları üzmeyi sevmem zaten.

Sizi en çok ne güldürür?

Karikatürler güldürüyor valla. Eski Türk filmleri güldürüyor. Arkadaşlarım güldürüyor. Çocuklarım güldürüyor.. Eğlenmeyi seviyorum ben esasında. Tabi Beşiktaş Başkanı olunca her şeyden kısıtlı oluyorsunuz. Her şey bir yere çekilmeye çalışılıyor. Onun içinde ben İstanbul’da çoğunlukla yemeğe bile gitmem yani. Dışarda yemeğe bile çıkmıyorum. Daha böyle kapalı yaşamaya çalışıyorum. Bir fotoğrafla bir milyon yere çekiliyor. Uğraştırıyor bizi.

Hayatta en çok sevdiğiniz şey ve kişi?

Kişiler; annem, babam, çocuklarım, kızkardeşlerim, arkadaşlarım... Çok iyi arkadaşlarım vardır benim, çocukluktan beri, sonradan edindiğim. Arkadaş şansım çok iyidir. Çok iyi dostlarım vardır benim. Heryerde çok iyi ilişkilerim vardır ama onlara çok zaman harcarım, emek harcarım, gider ziyaret ederim. Zaman harcarım, sorarım, ederim. Çok ağabeylerim vardır, Beşiktaş’ta da çok vardır. Onları da hep sorarım. Hoşuma gidiyor, görev olarak yapmıyorum. İnsanlarla olan ilişkim açısındanda, bir de Beşiktaş Kulüp Başkanı olunca birileriyle özellikle büyüklerimizle temas kurmak, onları mutlu etmek beni de mutlu ediyor.

Sabah kalktığında Fikret Orman ne yapar? Bir kulüp başkanının 24 saati nasıl geçer?

İlk önce sabah kalktığımda bir defa yürüyüşe çıkıyorum. Sabah yürüyüş yaparım erken saatte. Sonra yer itibariyle sabah saatlerinde kendi işlerime bakmaya çalışıyorum. Çok mümkün oluyor mu, hayır. Sonrasında da akşam yatana kadar Beşiktaş Kulübünde geçiyor. Dünyanın heryerinde dernekleri olan herkesin her gün yaşadığı, herkesin her gün iletişim kurmak istediği bir camia. Onun içinde işlerimiz çok. Transferler, oyuncular, sponsorlar, gelirler, giderler çok vaktimi alıyor açıkçası. Akşam nasıl oluyor, hafta nasıl bitiyor, ay nasıl bitiyor bilmiyorum yani. Bazı gün, 1 günde 3 ülkeyi gezdiğim oluyor yani.

Okumaya vakit ayırabiliyor musunuz?

Severim okumayı. İşte böyle tatillerde falan, uçakta, yalnız kaldığımda, akşamları evde kitap okumayı seviyorum.

Pişmanım dediğiniz şeyler var mı? Şu da olmalı, şunu da yapmalıydım dediğiniz şeyler var mı?

Yüzde yüz vardır, ama hayatın içerisinde insanların pişmanlıkları olmaması mümkün değil. Ama hiç dünde kalmıyorum, hiç dünü yaşamıyorum, hep ileriye bakarım. Bunun içinde çok pişmanlık duyduğum şeyler var mı var, ama yarında kalmıyorum. İnançlarım fazladır benim. Evet Cuma günleri Yahya Efendi Türbesi’nde namaz kılıyorum. Bu bir gelenek oldu, oradanda kahvaltıya gidiyoruz. Orada Şeref Bey’in mezarı var. Ona dua ederim. Çok önemli bir adamdır o da. O olmasa Beşiktaş, jimnastik kulübüydü, onun sayesinde futbol çok büyüdü. Şeref Stadı haline geldi falan. 43 yaşında da çok genç yaşta ölmüş bir adam. Her sabah yürüyüşümde babana da dua ediyorum önünden geçerken.. Yani orada Beşiktaş tarihine baktığımız zaman çok atak, vizyonu Beşiktaş’ı değiştiren en önemli başkanlarımızdan bir tanesi.. Çok müthiş bir adamdı.

n Bunları sizden duymak hem inanılmaz mutlu etti, hem de çok özel. Ailemiz için büyük bir gurur vesilesi.. Son olarak kulübe armağan ettiğiniz, açılışında da birlikte olma şansına eriştiğimiz, aile büyüğümüz, merhum babamızın adını taşıyan 1903 Mehmet Üstünkaya Sosyal Tesisleri.. Bu vesileyle ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. 

O jenerasyonun Beşiktaş’a yaptıkları müthiş şeyler.

Bunca yıldır bu kadar vefalı davranan tek başkan sizsiniz.

Seni de, ağabeyini de çocukluğunuzdan beri tanırım, ama ben onu sizlerden dolayı değil, babanızın ona layık olduğunu ve o günlerdeki Beşiktaş’a yaptıklarını bildiğim için yapıyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. Herkes onu “Üstün” diye çağırırdı, müthiş bir Beşiktaşlı, müthiş bir adamdı yani.

Aziz Yıldırım ve Fatih Terim ile ilgili görüş söylemek ister misiniz?

Yok yani çok fazla rakiplere girmek istemem. Fatih Hoca da çok önemli bir futbol adamı, çok da severim devamlı da konuşurum. Ben esasında bütün eski bizde çalışmış veya çalışmamış birçok hocayla da görüşürüm.

Bir dahaki seçimlere aynı yönetimle mi devam edeceksiniz?

Bir dahaki seçimlere daha aday olacağıma karar vermedim. Olursam, ne yapacağıma daha karar vermedim. O zaman bakacağız. Bir sonraki seçimlere en azından 2 sezon var. Şu önümüzdeki 2 sezonu da şampiyon olarak bitirmek istiyorum.

Son olarak, amatör şubeleri kapatıp Beşiktaş’a gelir sağlamak, mesela hani basketbolun küçük bir bütçesi olduğunu biliyoruz.

Amatör şubeler basketbolda dahil olmak üzere her sene zarar ediyor. Zarar ettikleri için de o zarar, Beşiktaş borçlu bir kulüp, bunu faizle alıyoruz. Her sene büyüyerek, katlanarak gidiyor. Maçta, mesela bir erkek voleybol takımının maç bileti bedava. Maçı izleyen kişi sayısı 15. Yani taraftarın seyir merakı yok. Fakat biz o bütçeyi, çok büyük paraları harcıyoruz o işlere ve biz bunu faizle alıyoruz. Ben amatör şubelere karşı değilim. Kendim de Beşiktaş’ta basketbol oynuyordum ama buna daha fazla dayanamayacağımızı söylüyorum. Buna devletsel bir tedbir alınmadığı takdirde, bu bütün kulüpler için büyük bir ızdırap haline gelecektir.

Teşekkür ediyoruz, vakit ayırdığınız için..