Gülay YÜCEL
Dünya nüfusunun yüzde 80’inin altı saatlik bir uçuşla ulaşabildiği Katar'dayım. Orta Doğu’nun kalbi demek yanlış olmaz. Notlarım arasında, Basra Körfezi'nin çevrelediği bu yarımadanın 2022 yılında dünyanın en güvenli ülkesi seçilmesi var. Tüm gezginlere kucak açan ülkeye, 95’ten fazla ülkeden vizesiz giriş yapılabiliyor.
Kolayca erişilebilen ve inanılmaz bir çeşitliliği bünyesinde bulunduran turistik mekanlara sahip..
Balina Köpek Balığı ve görkemli bir ulusal hayvan olan Arap Antilobu da dâhil olmak üzere çok sayıda fauna ve floraya ev sahipliği yapıyor.
Ülkede yaşanan birçok deneyim, kültürel özgünlük ve modernitenin benzersiz bir mozaiğini oluşturuyor.
İkonik müzelerden gökdelen restoranlarına; heyecan verici çöl maceralarından, FIFA 2022 Katar Dünya Kupası gibi dünyaca ünlü birçok etkinliğe kadar, her gezgine ve her bütçeye uygun seçenekler sunduğu rahatlıkla söylenebilir. Katar'ı transit geçecek olan gezginler, Qatar Airways ve Discover Qatar tarafından sunulan, Qatar Tourism tarafından desteklenen en iyi fiyatlara sahip kısa süreli konaklama paketleri ile bir taşla iki kuş vurabilirken, tatil sayılarını ikiye çıkarabiliyorlar.
Doha'ya vardığımızda Ramazan ayının son günleriydi. Konakladığımız otelde, odalara yerleşince ilk iş, her gittiğim ülkedeki rutini tekrarlamak oldu. Kısa bir internet turu ile ülkede ne var, ne yok göz atmam çok sürmedi. Qatar Tourism’in, Visitqatar sitesi tüm aradıklarımı özetler nitelikteydi:
"Katar’daki müzeler ve galeriler, pazarlar, spor etkinlikleri, muhteşem İç Deniz’in kıyısında çöl safarileri veya UNESCO listesindeki Al Zubarah Kalesi gibi çok sayıda cazip seçenek arasında seçim yapmakta zorlanabilirsiniz."
Deneyimleyip görmek, bu iddialı sözlerin gerçekliğini anlamak için birkaç gün, saniye kaybetmeyecek kadar da kısa bir zaman bizi bekliyordu.
Beni asıl heyecanlandıransa, Katar’ın kültürel başarıya olan bağlılığının öncü uluslararası sanatçıların kışkırtıcı eserlerini içeren, ülke çapında bir dizi etkileyici halka açık sanat enstalasyonuna kadar uzanıyor olması..
Doha’daki çeşitli sanatçıların halka açık duvar resimlerinden oluşan koleksiyon olan JEDARIART, Richard Serra’nın East-West/West-East enstalasyonu, mermer, bronz ve paslanmaz çelikten dev bir örümcek şeklinde Louise Bourgeois tarafından yapılan Maman, İslam Sanatı Müzesi Parkı’nda bulunan Richard Serra’nın “7” eseri, İslam Sanatı Müzesi’nde görebileceğiniz Othoniel’in Cosmos’u, Sidra Tıp ve Araştırma Merkezi’nde bulunan Miraculous Journe y (Mucizevi Yolculuk) eseri ve daha birçoğu...
Birbirinden etkileyici sanat ve kültür harikaları..
Katar tarihi ve arkeolojik hikayesi, geleneklerinin ilham verdiği kültürünün mimarisine yansıması, doğal yaşamı ve özel gelenekleri ve tabii ki diğer kültürel özellikleri..
Ama, öncelikle notlarımda yer alan temel nitelikleri aktarmalıyım.
Geleneğin çağdaşlık ile buluştuğu bir ülke Katar. Halk, geleceğe ve Katar’ın iş, siyaset ve eğitimde büyüyen küresel rolüne önem verirken mirasına da sıkı sıkıya bağlı.
Arkeolojik alanların kazılması ve eserlerin bakımı özenle yapılırken, eserler yerinde korunmuş veya bugün müzelerde sergilenir durumda. Neolitik kaya oymaları, modern gökdelenler ve ışıltılı sularında yüzen uysal Dugong’lara(*) kadar birçok yapıya ev sahipliği yapıyor.
Antik yerleşimlerin dünyanın seçkin müzelerine, parıldayan alışveriş merkezlerine, çöl maceralarına ve uluslararası spor salonlarına yalnızca bir taş atımı mesafede olduğu yer.
Ülkenin denizcilik geçmişi, günümüzde yarımadayı çevreleyen kristal sulara sürekli bir reveransla kendini göstermekte. Balık tutmak bir tutku olmaya devam ederken meraklılar çok sayıda su sporunun keyfini çıkarabiliyor.
Al Thakira mangrovlarında(*) kano sporu yapmak, bir tarafta İç Deniz’in ihtişamını seyrederken diğer tarafta çöl safarisi heyecanını yaşamak, sahilde dinlenmek gibi etkinlikleriyle Katar, ziyaretçilerin doğayla yeniden bağlantı kurmasını sağlıyor.
Herkes için heyecan ve yeni deneyimler barındırırken deneyimlerin her biri, Arap misafirperverliği çatısı altında geçmişe bir pencere ve geleceğe bir bakış sunuyor.
Katar’da, yüzde 90 civarı başkent Doha’da yerleşik olmak üzere yaklaşık 2,9 milyon kişi yaşıyor. Yabancı çalışanlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 88’ini oluşturuyor.
Ülke, Amerika’nın en iyilerinden olan Carnegie Mellon, Weill Cornell, Northwestern ve Texas A&M gibi üniversitelerin de aralarında bulunduğu seçkin üniversitelere ev sahipliği yapıyor.
Global petrol rezervlerinin yüzde 13’üne sahip olduğu ise herkesin malumu.
Küçük bir nüfus ve böylesine büyük miktarda bir petrol üretimi bir araya geldiğinde dünyanın en zengin ülkesi olması kaçınılmaz oluyor, Katar’ın..
1970’li yıllarda soyu tükenmek üzereyken kurtarılan Arap Antilopları, Katar’ın milli sembolü olan hayvanlar. Qatar Airways logosunda Antilop figürü aynı zamanda Doha’da gerçekleşen 2006 Asya Oyunları’nın maskotuydu.
Kısa bir göz attığımız tarihini ise, M.Ö. 4000 yıllarında Katar Yarımadası’nda insanların ikamet ettiğine dair belirtilere işaret eden Arkeolojik kanıtlardan öğreniyoruz. Yüzyıllar boyunca nüfusunu, büyük ölçüde Bedevi aşiretler ve birkaç balıkçı köyü oluşturmaktaymış.
Modern tarihi ise, 1766’da ekonomik açısından önemli bir konum haline gelen Al-Zubārah kasabasının kurulmasıyla başlamış. Petrol ve gazın keşfi, körfez devletinin kaderini değiştirmeden önce ekonomi, balıkçılık, inci avcılığı ve ticaret üzerine kuruluymuş.
1916’dan itibaren İngiltere himayesinde olan modern Katar devleti, bağımsızlığını ilan ettiği 3 Eylül 1971’de doğmuş. O günden bu yana da, ülkede hızlı bir büyüme yaşanmış.
Gelelim gezip gördüklerimize. Her birine geniş fırsatımız olmasa da ülkenin en popüler cazibe merkezleri arasında yer alan Souq Waqif, İslam Sanatı Müzesi, Katara Kültür Köyü ve Doha Kordon, Katar Ulusal Kütüphanesi, City Centre Mall, Aqua Lounge, Oxygene Club ve başka yüzlerce mekandan birkaçını görme şansımız oldu.
Macera ve spor - Khor Al Udaid Plajı
Adrenalin tutkunları için cennet olan Katar; karada, denizde ve havada macera yaşamak isteyenler için ideal. Burada, çöl safarilerinden su ve hava etkinliklerine kadar her şeyi bulmanız mümkün.
Eskiden, Bedevi kabileleri çölü geçerek, hayvanlarını otlatırken ve ticaretle uğraşırken kamp kurarlarmış. Günümüzde bu gelenek, yerel halkın, özenle hazırlanmış kamplarda çöle gidip toprağa geri döndüğü yıllık kış kampı sezonu veya El Enna ile Katar kültüründe hala devam ediyor.
Çöl, yerel kültürün ayrılmaz bir parçası ve bir dizi şaşırtıcı aktiviteye imkan sunuyor. Rahatlatıcı çadırlardan çöl safarisine veya deniz paraşütüne kadar çöl monotonluktan çok uzak.
UNESCO tarafından tanınan bir doğal koruma alanı olan etkileyici “İç Deniz” veya diğer adıyla Khor Al Adaid, şehrin güneyinde yer alıyor ve dünyada denizin çöl ile buluştuğu birkaç yerden biri.
Özgün bir çöl deneyimi için, yalnızca arazi araçlarıyla ulaşılabilen Khor Al Adaid’de, yumuşak kum tepeleri üzerinde deve gezintisi ile canlandırıcı bir çöl safarisinin yerini hiçbir şey tutmadığını söylemek yanlış olmaz..
Yarın: SÜRPRİZLER ÜLKESİ..
