Vakıf Katılım web
Kültür Sanat 29.11.2021 12:06

Baba mirası müzedeki Osmanlı giysi ve takılarını geleceğe taşıyor

Bursa'da 2018 yılında vefat eden folklor ve etnografya araştırmacısı koleksiyoner Esat Uluumay'ın 60 yılda dünyanın farklı bölgelerinden bularak oluşturduğu "Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi"ndeki eserler kızı tarafından geleceğe aktarılıyor.
Baba mirası müzedeki Osmanlı giysi ve takılarını geleceğe taşıyor

Osmanlı'nın hüküm sürdüğü Kafkasya'dan Macaristan'a, Kuzey Afrika'dan Balkanlar'a birçok bölgede kullanılan yüzlerce yıllık giysiler, takılar, yaşam eşyaları, çalgılar gibi eserler ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Tarihi Muradiye Mahallesi'ndeki Şair Ahmet Paşa Medresesi'nde kurulan ve 18 Eylül 2004'te ziyarete açılan müzede, folklor-etnografya araştırmacısı ve koleksiyoneri Esat Uluumay'ın 60 yılda biriktirdiği yüzlerce eser sergileniyor.

Kurucu Esat Uluumay'ın kızı Uluumay Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Feyza Uluumay Gökalp, AA muhabirine, ilk Osmanlı halk kıyafetlerinin Osman Hamdi Bey zamanında toplandığını ve o dönem Viyana'da sergilendiğini söyledi.

Babasının 1960 yılında koleksiyonerliğe merak saldığını belirten Gökalp, şu bilgileri paylaştı:

"Babam, Kılıç Kalkan Folklor Derneği kurucuları arasında yer alıyor. Bu kılıç kalkan vesilesiyle dünyadaki çeşitli festivallere davet ediliyorlar. Babamın dikkatini diğer bölgelerden gelenlerin yöresel kıyafetleriyle yaptıkları oynamalar çekiyor. Orada kıyafetlerin orijinalliğinin bozulduğunu düşünüyor ve o kıyafetleri toplamaya karar veriyor. Türkiye'ye döndüğünde araştırmalara başlıyor ama bu konuda hiçbir kitap bulamıyor maalesef. Kendisi kıyafetleri toplamaya başlıyor. Önce Bursa'dan başlıyor; çok göç alan bir yer olduğu için. İnsanlar o dönem sandıklarındaki kıyafetlerden kurtulmak istedikleri için bu kıyafetleri tek tek toplamaya başlıyor."

Gökalp, babasının yurt dışına çıktığında Osmanlı'nın hakim olduğu coğrafyalardaki ülkelerden de giysi ve çeşitli eşyaları toplayıp büyük bir koleksiyon oluşturduğunu aktardı.

"Çok çalışmamız gerekiyor"

Babasının, giysilere ait notlar da tuttuğunu anlatan Gökalp, toplanan eserlerin önce evlerinde, sonra da babaannesinin çiftliğinde muhafazaya alındığını bildirdi.

Feyza Uluumay Gökalp, 1999'da Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yılı dolayısıyla müzenin bulunduğu yerin babasına tahsis edildiğini, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından restore edilerek 5 yıl sonra ziyarete açıldığını belirtti.

Müzenin 2011'de vakıf haline getirildiğini kaydeden Gökalp, "Çocukluğumuzdan beri bu işin içindeyiz. Takip ediyoruz, destek olmaya çalışıyoruz. Babam hastalanınca ailece bir karar verildi ve benim bu konuyla ilgilenmem uygun görüldü." dedi.

Gökalp, müzeye kendisinin de dokunuşlar yaptığını, düzen konusundaki çalışmalarıyla yapının şu anki görünümüne geldiğini ifade etti.

Osmanlı'nın hüküm sürdüğü bölgelerde yaşayan insanların kültürel bakımdan çok zengin olduğunu dile getiren Gökalp, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben de Orta Asya'ya meraklıyım. Türklüğün başlangıcından itibaren Osmanlı'ya gelene kadar olan serüvenini çok iyi incelemeye çalışıyorum. Böyle bir koleksiyonu aktarabilmek ve koruyabilmek için gerçekten çok çalışmamız gerekiyor. Geçmişi geleceğe aktarmak, geçmişe gelecek sağlamak için gelenekselden evrensele giden çeşitli tasarımlar üzerinde çalışıyoruz. Her vakıfta olduğu gibi bizim de her zaman desteklere ihtiyacımız var."

Müzede dünyanın çeşitli bölgelerinden temin edilen 240 takım geleneksel halk kıyafeti bulunduğunu aktaran Gökalp, ayrıca 500 takının yanı sıra yaşam aletleri, el yazmaları, mutfak eşyaları, hamam takımları, halk çalgılarının sergilendiğini sözlerine ekledi.