Türkiye - Gündem 08.12.2017 03:00

​Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız: Gönül ve kültür köprüsüyüz

"Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk kültürüne kattığı renkler ve ortaya koyduğu anlayışla birleştirici ve bütünleştirici olarak Türk halklarının manevi bütünlüğünü oluşturmuştur.
​Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız: Gönül ve kültür köprüsüyüz

Süleyman DOĞAN

“Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk kültürüne kattığı renkler ve ortaya koyduğu anlayışla birleştirici ve bütünleştirici olarak Türk halklarının manevi bütünlüğünü oluşturmuştur. Ahmet Yesevi’nin Türk dünyasındaki birleştirici rolü üniversitemizin temel misyonu olmuştur. Türk dünyasından gelen gençler, Yesevi yolundaki alperenler gibi, mezun olduktan sonra farklı coğrafyalara giderek oralarda Yesevi’yi ve bizleri anlatıyor olmaları misyonumuzu yerine getirdiğimizin ispatı niteliğindedir. Üniversitemizde 28 ülke ve 33 farklı Türk ve akraba topluluğundan öğrenciyi bir araya getirmenin gururunu yaşıyoruz. Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkiye, Kazakistan ve Türk Dünyası arasında bir eğitim köprüsü, bir kültür köprüsü olmanın yanında bir gönül köprüsüdür diyebiliriz.”

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof.Dr.Musa Yıldız genç, dinamik, sempatik, çalışkan ve azimli bir portre çiziyor. UNESCO tarafından 2016’nın “Hoca Ahmet Yesevi” yılı ilan edilmesiyle Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi çok önemli projeler gerçekleştirdi. Üniversite bünyesinde 2009 yılında Almatı’da kurulan Avrasya Araştırma Enstitüsünün ev sahipliğinde 22-23 Kasım 2016 tarihinde Avrasya’nın önemli düşünce kuruluşlarını “Avrasya Düşünce Kuruluşları Buluşması” adı altında Ankara’da bir araya getirdi. Yine 2016 yılında, Avrasya Yaz Okulu’na Almanya, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Özbekistan, Polonya ve Ukrayna’dan 20 yüksek lisans ve doktora öğrencisi kabul edildi. Hazar Denizi’nin yasal statüsü ve bölgesel iş birliklerinin geleceği gibi konularda bir ay boyunca Türkiye, ABD, Azerbaycan, Kazakistan ve Rusya’dan gelen alanında uzman akademisyenler tarafından Almatı, Türkistan ve Astana şehirlerinde olmak üzere çeşitli konularda dersler verildi. Ayrıca Yesevi adına darphanede gümüş para ve PTT’de pul bastırıldı. Ayrıca Yesevi’nin Hikmet kitabı başta olmak üzere çok sayıda kitap, broşür, dergi ve çeşitli yayınları gerçekleştirildi. Prof. Dr. Musa Yıldız’ı izliyorum sürekli hareket halinde, Hoca Ahmet Yesevi ve Hikmetlerini anlatmak için şehirden şehre, ülkeden ülkeye modern bir Horasan ereni gibi Yesevi öğretisini inanarak ve heyecanla anlatıyor. Profesör Yıldız’ı takdir ve tebrik ediyorum. Prof. Dr. Musa Yıldız ile Ankara’da Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı’nda Ankara Üniversitesi’den Prof. Dr. Ebubekir Ceylan ve Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Can Doğan’ın da hazır bulunduğu bir ortamda söyleşiyi gerçekleştirdik. Bu faydalı ve bir o kadar da anlamlı söyleşi ile siz aziz okurları baş başa bırakıyorum.  

Sayın hocam öncelikle Ahmet Yesevi Üniversitesini bize tanıtır mısınız?

Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından 6 Haziran 1991’de Türkistan Devlet Üniversitesi olarak kuruldu. Kazakistan’ın 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmesinden kısa bir süre sonra, 31 Ekim 1992 tarihinde de Türkiye ile Kazakistan arasında imzalanan uluslararası anlaşma ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi adını aldı. Üniversite, Türkiye’nin ve Türk Dünyasının özerk statüye sahip ilk ortak devlet üniversitesi olma özelliğini taşımaktadır.  Üniversitemizde örgün ve yaygın eğitim olarak 2016-2017 eğitim-öğretim yılı itibariyle, 10 fakülte ve 1 yüksekokulda Türkiye ve Kazakistan başta olmak üzere 28 ülke ve 33 farklı topluluktan yaklaşık 15 bin öğrenci öğrenim görmektedir.

Ahmet Yesevi Üniversitesinin tarihsel gelişim sürecinden ve son dönemlerde yaptığınız önemli çalışmalardan bahseder misiniz? 

Üniversitenin 25 yıllık bir geçmişi olduğu için, sürekli bir ilerleme kaydedilmiş ve iki ülke tarafından da eğitim-öğretim faaliyetlerinin geliştirilmesi için sürekli desteklenmiştir. Göreve atanmamızın ardından kaliteli bir yaşam ve eğitim ortamı sağlanması için üniversite yerleşkesinin genel mimari projesinde yer alan bina ve tesislerin inşasının tamamlanmasına öncelik verdik. Bu kapsamda kütüphane ve futbol sahasının inşaatlarını tamamlayarak 2016 yılında hizmete açtık. Kampüsün çevre düzenlemesini yaptık ve Kampüs Güvenlik Sistemini kurduk. Şunu rahatlıkla ifade etmek istiyorum. Üniversitemiz eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin yanı sıra teknolojik donanımı ve modern fiziki alt yapısıyla Kazakistan’ın en iyi üniversiteleri arasında yer almaktadır.  Tıp Fakültesi Hastanesinde yaptığımız önemli katkılar sonucunda bölge için büyük önem arz eden hastanemiz Kazakistan Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığınca “2016 Hipokrat’ın Ulu Mirasçısı” ödülüne layık görüldü.  

Yerleşke içinde öğrenciler için neler var?

Öğrencilerimiz için spor salonları, futbol sahaları, tenis kortları, açık hava voleybol, basketbol ve kapalı yüzme havuzu gibi spor tesisleri varadır. Öğrencilerimizin teknolojiyi kullanarak bilgiye daha hızlı ulaşmaları için üniversitenin tüm eğitim ve öğretim binalarında fiber-optik ağ sistemi kuruldu. Öğrencilerimiz yerleşke içerisinde diledikleri yerde interneti kullanmaktadırlar. Ulusal ve uluslararası düzeyde gelişime katkıda bulunacak bilimsel faaliyetleri desteklemeye hız verdik. Bu kapsamda iki yıl içerisinde 150’den fazla yabancı öğretim üyesini üniversitemize getirdik ve dersler verdirdik. Şu anda üniversitemiz yeni Başkent Astana ve eski Başkent Almatı’dan uzakta mütevazı bir şehir olan Türkistan’da olmasına rağmen Kazakistan’da en iyi eğitim veren 21 üniversite içerisinde 8. sırada yerini almaktadır.

Üniversiteniz uzak eğitim programı da gerçekleştiriyor. Bu nasıl başladı?

Uzaktan eğitimde Türkiye’de öncü kuruluşuz. 2001 yılında Türkiye’de ilk defa uzaktan eğitimi Ahmet Yesevi Üniversitesi başlattı. Uzaktan eğitimde 12 olan bölüm sayısını yeni bölümler açarak 20’ye çıkarttık. TÜRTEP’in (Türkiye Türkçesi ile Eğitim Programları) alt yapısını güçlendirerek öğrenci sayısını neredeyse iki katına yükselttik. Uzaktan eğitimde şuan 7 bin öğrenci, 16 yüksek lisans, 3 lisans ve 1 ön lisans programında eğitim almaktadır. Kazakistan’da ise uzaktan eğitimde KAZTEP’in (Kazak Türkçesi ile Eğitim Programları) altyapısını ve sistemini yeniden oluşturarak daha iyi bir eğitim verilmesinin önünü açmış olduk. Dolayısıyla Kazakistan’da da bir ilki gerçekleştirerek uzaktan eğitimin öncüsü olduk.         

Sosyal ve kültürel alanda neler yaptınız?

Sosyal ve kültürel alanlara da son iki yıl içerisinde büyük destek verdik. Üniversitemiz yayınları arasına çok sayıda önemli eseri dâhil ettik. İlk olarak, daha önce üniversite tarafından çalışması yapılmayan Hoca Ahmet Yesevi’nin hikmetlerini Çağatay Türkçesi orjinalleriyle bir kitapta toplayarak baskısını gerçekleştirdik. Yine bugüne kadar düzenlenmemiş olan Ahmet Yesevi Sempozyumunun ilkini uluslararası bir düzeyde 2016 yılında gerçekleştirdik ve sempozyumda sunulan bildirileri bir kitapta toplayarak bastırdık. İnşallah bu sempozyumun ikincisini 25-26 Nisan 2018’de Ankara’da yapacağız ve bu yıl yedincisini düzenlediğimiz Türkoloji Kongremiz gibi düzenli olarak her iki yılda bir bu sempozyumu gerçekleştireceğiz. 

Bir yıl içinde 300’ü aşkın faaliyet gerçekleştirdiniz. Bunu nasıl başardınız?

2016-2017 yılında Hoca Ahmed Yesevi ile ilgili üniversitemiz tarafından 300’ü aşkın faaliyeti tamamladık. Bu faaliyetlerimizdeki başlıca amaç; Anadolu’nun ve Balkanların İslamlaşmasında büyük rol oynayan Ahmet Yesevi’nin Türkiye ve dünyada daha iyi tanıtılması ve tanınmasıdır. Bu gayretli çalışmalarımız neticesinde ise; Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi ve Liderler Zirvesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin Türk dünyasının ortak üniversitesine dönüştürülmesi teklifinde bulundu. Üye ülke devlet Başkanları da bu teklifi desteklediklerini belirttiler. Ortak üniversite olma konusunda gerekli çalışmaları Kazakistanlı meslektaşlarımızla birlikte yürütmekteyiz

Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye ve Türk dünyası için neyi ifade ediyor?

Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkiye ve Türk dili konuşan ülkeler için büyük önem arz etmektedir. Türk dünyasının eğitim yuvası olan üniversitemizde, Türk devlet ve akraba topluluklarından gelen öğrenciler bir çatı altında ortak dil, tarih ve kültürde eğitim almaktadırlar. Gaspıralı İsmail’in dediği “Dilde, fikirde, işte birlik” anlayışıyla hareket etmeye çalışıyoruz. Öğrenciler, kampüs içerisinde farklı dil ve kültürleri bir arada yaşayarak ortak bir kültür etrafında birleşebiliyorlar. Türkiye ve Kazakistan’ın böylesine önemli bir misyonu üstlenmesi sayesinde bu gençler, üniversitemizde eğitimlerine devam etmektedirler. Öğrencilerimiz iyi bir şekilde Türkçenin yanında Kazak Türkçesini de öğrenebiliyorlar. Türk dünyasının geleceğine yön verecek olan gençleri yetiştirme sorumluluğunun üniversitemize verilmesi ise bizler için son derece mutluluk verici olmuştur. 

Türkiye’de ve dünyada Hoca Ahmet Yesevi’yi bir Yesevi talebesi gibi anlatıyorsunuz. Bu konferanslarda nelerle karşılaşıyorsunuz? 

Hoca Ahmet Yesevi’nin adını taşıyan bir üniversitenin yöneticisi olmak bu fani dünyada Allah’ın bir lütfudur. Bu lütfa mazhar olduğumuz için onun adının daha fazla duyulması ve tanıtılması için büyük gayret gösteriyoruz. Öncelikli hedefimiz Ahmet Yesevi adını taşıyan okullarda bir farkındalık oluşturmak oldu. Bu kapsamda ilk olarak yurt içinde Hoca Ahmet Yesevi’nin adını taşıyan Türkiye’deki 86 ilk, orta ve lise düzeyindeki okulda “Hoca Ahmed Yesevi” konulu konferanslar düzenledik. Konferanslara Hoca Ahmet Yesevi ile ilgili çalışmalar yapan önemli akademisyenleri konuşmacı olarak davet ettik. Birlik, beraberlik ve hoşgörüyü hikmetlerinde nasıl anlattığını genç nesillerimize aktararak onu tanımalarını arzu ediyoruz. Ahmet Yesevi’nin kimseye el açmayan, elinin emeği, alnının teriyle geçinen, çalışkan, vatana, dine, ahlâka bağlı, disiplinli insanlar yetiştirdiğini gençlerimizle paylaşıyoruz. Onların da tıpkı Ahmet Yesevi’nin yetiştirdiği alperenler gibi olmalarını, onun yaşam felsefesini kendi hayatlarında uygulamalarını tavsiye ediyoruz.

Aydının iki borcu!

Hocam sizin asıl alanınızın Arap dili ve edebiyatı olduğunu biliyoruz. Türkiye’de Arapça eğitim ve öğretimi ile ilgili bölüm ve çalışmaları yeterli buluyor musunuz? 

Maalesef ülkemizde yabancı dillerin genelinde bir öğretim sıkıntısı var. Bunun da temelinde güzel Türkçemizin öğretimindeki yetersizlik yatmaktadır diye düşünüyoruz. Bizim bölümümüz Gazi Üniversitesindeki Arapça öğretmenliği bölümü, Türkiye’nin ilk Arapça öğretmenliği bölümüdür. Bir yıl da hazırlık eğitimi verdiğimiz için öğrencilerimize Arapçayı ve onun öğretim metotlarını iyi bir şekilde öğretmeye gayret ediyoruz. Bizim öğrencilik yıllarımızda materyal eksikliği söz konusuydu. Şimdi alanımızda çalışan akademisyen arkadaşların gayretleriyle bu problem de aşılmış oldu. Arapça hem Yüce dinimiz İslam’ın dili, hem de bulunduğumuz coğrafyada önemli bir dil olması hasebiyle Arapça ülkemizde zaman içinde daha iyi öğretilecektir. Zira bizim mensubu olduğumuz Osmanlı kültüründe bir aydının devletine karşı iki borcu vardır. Bunlardan birisi Arapça, diğeri de Farsça öğrenmektir. “Kimki bilir Fârisî, gider deynin (borcun) yarısı” sözü bu kültürün bir tezahürüdür.

KİMDİR?

1967 yılında Samsun’da doğdu. 1988 yılında Gazi Eğitim Fakültesi, Arap Dili Eğitimi Ana Bilim Dalından mezun oldu. Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1992 yılında Yüksek Lisansını tamamladıktan sonra 1994’te Gazi Eğitim Fakültesi, Arap Dili Eğitimi Ana Bilim Dalında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1996’da Kahire Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinde araştırmalarda bulundu. 1998 yılında Gazi Üniversitesinde, “Necîb Mahfûz’un Sembolik Romanları” başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. Gazi Eğitim Fakültesinde 2001 yılında yardımcı doçent ve 2002 yılında doçent oldu. 2003-2004 öğretim yılında Ürdün Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2007 yılında profesörlük unvanını aldı. Eylül 2013-Eylül 2014 arasında Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Türkiye tarafının Rektörlüğü görevine atandı. Ocak 2015-Mayıs 2015 arasında Amerika’da bilimsel araştırmalarda bulundu. 2015’ten beri  Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini yürütmektedir. Arap dili eğitimi, Arap edebiyatı, eski Türk edebiyatı ve Türk kültür tarihi alanlarında çok sayıda yayını olan Yıldız, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Kazak Türkçesi bilmektedir.